21 Mayıs 2010 Cuma

Yorgun mu yoksa bitkin misiniz?

Yorgunluk ve bitkinlik arasındaki farkAşırı derecede yorgun olmakla bitkinlik arasındaki farklar.


Yorgunluk ve bitkinlik arasında ne fark var? Dr. Mehmet Öz, bitkinlikten şikayet edenlere çeşitli önerilerde bulunuyor.

Bitkinlik kontrolden çıkmaya başlayan küresel bir enerji sorunu. Dünya çapında 200 milyon kişi bu sorunu yaşıyor ve kadınlar daha çok etkileniyor.
Uzmanlar ABD'de 20 milyondan fazla kadının bitkinlikten muzdarip olduğunu düşünüyor. Teşhis konulmamış bir hastalığın da bitkinliğe neden olabileceği ifade ediliyor.

Aşırı derecede yorgun olmakla bitkinlik arasındaki farklar:

Yorgun olduğunuzda yeniden enerjik hissetmeniz için güzel bir uyku yeterlidir. Bitkinseniz kaç fincan kahve içerseniz için gözlerinizi açmakta güçlük çekersiziniz. İşte uyukladığınızı fark edersiniz ve uyusanız bile yine de kendinizi bitkin hissedersiniz. Bitkinlik vücudunuzun size yetişemediğinin bir göstergesidir. En çok da çalışan, ev ve aile işleriyle uğraşan kadınları etkiler. Bitkinliği görmezden gelemezsiniz, bu kimi zaman hayatınızı tehdit eden bir hastalığın belirtisi bile olabilir. Bu hastalıklar aşırı kilo, depresyon, diyabet, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları da olabilir. Kronik olarak bitkinseniz vücudunuz daha ciddi sorunlara karşı sizi uyarmaya çalışıyor olabilir. Bitkinlik her gün çok sayıda kadını etkiliyor ve çok azına teşhis konulabiliyor. Kilo aldırıyor, üretkenlik azalıyor ve depresif yapıyor. Bunun adı Kronik Yorgunluk Sendromu.

Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir?

Bu sendromda ürettiğiniz fazla enerjiyi yakarak hipotalamusun etkilenmesine neden oluyorsunuz. Yorgunluk, ağrı, kilo alımı, soğuğa tahammül edememe, uykusuzluk yaşıyorsanız ve bu bir döngüyse kronik yorgunluk sendromu yaşıyorsunuz demektir.

Doğru şekilde beslenmek önemlidir

Doğru beslenmiyor olmanız da sorun olabilir. Bu nedenle Dr. Öz bolca ıspanak ve brokoli yemenizi öneriyor. Kırmızı etten de alyuvar yapımında faydalı demir ve mineralleri almanız mümkündür. Pek çok kişi kansızlık çekiyorsa demir takviyesi alıyor ama demir hapları da kabızlığa neden oluyor. Bu konuda Dr. Öz'ün  önerisi; eskiden kullanılan demir tavaları tekrar mutfağınızda kullanmanızdır. Çok eski bir tedavidir bu, demir tavalar çok işe yarar. Demir sızıntısı yaptığı için artık kullanılmasalar da sizin diyetinizde demir olması gerekiyorsa ne istiyorsanız pişirin ama büyük annenizin tavasını ödünç alın ve geri vermeyin. Aşırı derecede bitkinlik ve uyuşukluğa neden olan en önemli ikinci unsur ise bezlerinizdir. Özellikle de tiroit bezleri. ABD'de yaşayan kadınların % 17'sinde tiroit sorunu olduğu belirtiliyor. Bu oldukça büyük bir rakam ve çoğu kişi bunun farkında değil.

Bu konuda Dr. Öz kendinizi muayene etmenizi öneriyor.

Kendinizi muayene edin

Kendinizi doğru bir şekilde muayene etmek için önce elinizi boğazınıza koyun. Göğüs kemiğinizin hemen üzerindeki boşluğu bulun. Boyuna doğru 2 parmak yukarı çıkın ve yan taraftaki kasın altına bastırarak yutkunun. Kimilerinde bu beze daha belirgindir. Dokunduğunuzda elinize büyük bir beze geliyorsa veya üzerinde nodüller varsa tiroit bezini buldunuz ve sorunu teşhis ettiniz demektir. Bezi doğru şeylerle beslerseniz yeterli miktarda hormon salgılar ve hormonu öldürecek antikorlar üretemezseniz ki bu durum kadınlarda sık görülür. Kimi zaman bağışıklık sistemimiz tiroit bezlerimize savaş açar, bitkinlikte de sorunun bu olduğunu düşünmekteyiz.

Magnezyum almak için kabak çekirdeği ve ıspanak yiyin

Yiyecekleri enerjiye dönüştürebilmek için magnezyuma ihtiyaç vardır. Magnezyum eksikliği çeken kadınlar, vücudun oksijen taşıyan alyuvarlarına daha fazla ihtiyaç duyar. Bu sorunu aşabilmek için günde 120 mg magnezyum almak gereklidir. Peki bu miktarı nasıl ve nereden alacağız? Kabak çekirdeği ve ıspanak alarak bu ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Kaynak:Haberturk.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails
Dantel Modelleri Örgü Modelleri Hobi Dünyası
En güncel Kadın Giyim Moda sitesi.