Onlar eşleriyle seks yapamıyor. Evleniyor, aşık oluyor, flört ediyorlar. Çoğu üniversiteli kariyer sahibi kadınlar... Seksten korktukları için hayatları altüst oluyor. Bazısının evliliği bu nedenle hemen bitiyor!
Ama onlar da anne olmak istiyor. 'Tedavi olup doğal yolla anne mi olacaklar?' yoksa 'Tüp bebek yapıp bakire anne mi kalacaklar?'. Bu hafta, kararlı anneler konuştu. Dr. Süleyman Eserdağ bu vakaları anlattı
Bugüne kadar yüzlerce vajinismuslu kadını tedavi eden Hera Kadın Sağlığı Merkezi Kurucusu Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus anneleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Hastalar size daha çok tedavi amaçlı mı, yoksa çocuk istedikleri için mi geliyorlar?
Evlilikleri bir yıldan uzun süren çiftlerde 'çocuk isteği' ön planda oluyor. Bize özellikle Anadolu'dan başvuran hastalarımızda çocuk yapma arzusu daha öne çıkıyor.
Vajinismuslu kişi, birleşme olmadan hamile kalabilir mi?
Bu, son derece ender görülse de rastlanan bir durumdur.
ÖNCE TEDAVİ OLUN
Vajinismuslu kadın, tüp bebek yöntemiyle anne olabilir mi?
Vajinismus problemine sahip pek çok çift, çocuk sahibi olmak umuduyla tüpbebek merkezinin yolunu tutuyor. Evet aşılama, tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi tedavi yöntemleriyle gebelik şansı var ama bu cinsel ilişkiyi geri getirmez. Bence öncelikle vajinismus tedavi edilmeli. Sonra gerekirse, tüp bebek yöntemine başvurulmalıdır.
Size tedavi için başvuran hastalarınız daha çok hangi kesimden?
Bu konuda çeşitli veriler topladık. Altı yılda 655 vajinismus hastası gelmiş. Bunlardan yüzde 85'i üniversite mezunu ve kariyerine çok önem veren kadınlar... Hastaların bizlere en yoğun olarak geldiği şehirler; Ankara, Konya ve Samsun... Bölge olarak da İç Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Güney Anadolu'dan yoğun talep oluyor.
YÜZDE 90 PSİKOLOJİK
Daha çok hangi nedenlerden dolayı vajinismus olmuş kişilerle karşılaşıyorsunuz?
Bizim istatistiksel verilerimize göre hastalarımızın yüzde 90'ı psikolojik, yüzde 10'u ise yapısal nedenlerle geliyor. Psikolojik nedenler arasında en çok cinsellik, namus kavramı, kızlık zarı ve ilk gece ile ilgili çevreden alınan yanlış, eksik veya abartılı bilgiler yer alıyor. Ayrıca cinsellikle ile ilgili önceden yaşanmış travmalar; taciz, tecavüz ve cinsel istismarlar karşısında, aşırı düzeyde katı ve kuralcı ahlaki değerlere bağlı kalma da çok etkili bir biçimde karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan çoğu kez görünürde hiçbir neden olmamasına rağmen çok küçük yaşlarda alınan cinsel mesajlar, bilinçdışına kaydedilerek ileriki yaşlarda sorun olarak ortaya çıkabiliyor.
BÜYÜK PENİS KORKUSU KABUS OLUP, KADINLARI HASTA EDİYOR
Vajinismuslu kadınların karakter özellikleri birbirine benzer mi?
Özellikle çocuksu, aileye bağımlı ve ruhsal organizasyonunu sağlıklı bir biçimde tamamlamamış kadınlar, bu risk grubunu oluşturur. Çocukluk çağından kalma korkuları yaşayan bireylerde, bu rahatsızlığın oluşması kolaylaşır. Korkular, en fazla kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü penis yüzünden kaynaklanır. Kadın, penis yüzünden çok acı çekeceğini ve parçalanacağını düşünür. Biz, bu tür yanlış inanışlara 'cinsel mit' adını vermekteyiz. Kişilerin bilinçaltına yazılan bu tür yanlış ve abartılı düşünceler, ileriki dönemlerde vajinismus için zemin hazırlar. Ayrıca 'iyi kız sendromu' da vajinismus için risk faktörüdür.
BİLGİLENDİRİLMELİLER
İyi kız sendromu ne demektir?
Ailesi tarafından cinsel bilgiden tamamen yoksun bırakılan, hatta cinselliğin aile tarafından kötülendiği, kızlık zarının ise korunması gereken çok önemli bir bölge olduğu gibi mesajlar verilerek yetiştirilen kızların ilerleyen yaşamlarında vajinismus, cinsel isteksizlik ve orgazm olamama problemleri ortaya çıkmaktadır. Biz, bu şekilde terbiye alarak yetiştirilen kızlarda gelişen probleme 'İyi kız olma sendromu' diyoruz. Bu durum, Türk toplumunda oldukça yaygındır. Bu problemi taşıyan kadınlarda cinsel ilişki adeta 'eşini mutlu edecek bir görev' olarak algılanmaktadır. Bu kadınlar özel hayatlarında da son derece disiplinli, titiz ve mükemmeliyetçi kişilik yapısındadır.
KOLAY KANDIRILIRLAR
Vajinismusun tedavisi sırasında doktorlar neye dikkat etmelidir?
Bu tedavi sorasında dikkat edilmesi gereken en önemli kural, etik kurallarıdır. Hastaları 'değişik tedavi yöntemleri uyguluyorum' diye kandırmak ve onlardan olmadık şeyler istemek doğru değildir. Örneğin; kızlık zarının hiçbir problem olmadığı halde ameliyatla çıkarılması, belden aşağı yapılan iğnelerle ve genel anestezi yapıldıktan sonra klinik ortamında cinsel ilişkiye sokulması, alkol ve uyuşturucu kullanımını önerme gibi... Bu tip yöntemlerle tedavi mümkün değildir. Cinsel tedaviler hem jinekolog hem de psikoloğun ortak yöntemleriyle yapılmalıdır. Tedavinin uzmanlaşmış profesyonellerce yapılması şarttır. Aksi takdirde çiftler, ruhsal anlamda büyük zarar görebilir.
ÖNCE DOKTOR, EVLENİNCE DE VAJİNİSMUS OLDUM
D.O., 28 yaşında son derece çekici bir kadın. Aynı zamanda bir doktor ve şimdi de anne olmaya hazırlanıyor. Ama onun anne olması da, seksi yaşaması da kolay olmamış. Hayatının en özel dönemini hamile kalabilmek için harcayan D.O., vajinismusla savaşını anlattı:
İki yıllık evliyim. İlk dört ay ilişkiye giremeyince, arayışa başladım. Ben de doktor olmama rağmen doktor doktor gezdik ama bir çare bulamadık. Bunun bir hastalık olduğunu biliyordum. Ama nasıl tedavi edileceğini bilmiyordum.
BİLGİM YETMEDİ
Bütün tıp kitaplarını okudum. Literatüre baktım ama eğitimle ya da bilgi sahibi olmakla aşılamıyor. Bu hastalığın temelinde çocukluk ve ergenlikteki korkuların önemli olduğunu düşünüyorum. Doktor olabilirim ama ben de küçük bir çevrede yetiştim. Cinsellikle ilgili kimseyle konuşamadım, paylaşamadım. Yalnızca eğitim hayatında başarılı olmam üzerine yetiştirildim. Bana erkeklere karşı kendimi korumam öğretildi. Ama bu koruma duygusuna o kadar alıştım ki, sevdiğim kişiyle bile birlikte olamadım. Kendi kendimi tedavi etmeye çalıştığım dönem de oldu, ama başaramadım. Doktor doktor gezdikten sonra geçen sene yapılan tedaviyle sorunumdan kurtuldum. Şimdi 7.5 aylık hamileyim. Bu sorunu yaşayanlar 'Kendimiz aşabiliriz' demesinler. Tıbbi yardım alsınlar.
EVLENDİK AMA SEKS YOKTU BOŞANIRKEN TEDAVİ OLDUM
M.D, 26 yaşında ve öğretmen... O da yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Ben Anadolu'da öğretmen olarak çalışıyorum. Beş yıllık evliyim. Tutucu bir ailede büyümedim. Eşim, okuldan arkadaşımdı ve birbirimizi severek evlendik. Evlendiğim gün adet gördüm. Bir filmde gerdek gecesi kapıda kan için bekleyenlere, kadın kolunu kesip kan akıtmıştı. O sahneyi hatırlayıp ürktüm. Kendimi bırakamadım, ilişkiye giremedim. O günden sonra da bu durum 2.5 yıl sürdü. Ama çocuk istiyordum. Altı ay boyunca dua okuyan dedeler, kısmet açan kadınlar dahil gitmediğimiz yer kalmadı. Söylenen her şeye uydum. Sorunuma çare bulunamıyordu. Artık hiç kimseye güvenemiyordum. Gerginlikten eşimle de aramız bozulmaya başladı, boşanma aşamasına geldik. O sırada son umut aşılama yaptırmaya karar verdik. Ama son bir kez tavsiye edilen doktora gittim. Dört seans tedavi gördüm ve iyileştim. Şimdi 1.5 aylık hamileyim ve çok mutluyum. Geriye dönüp baktığımda psikologların bana söylediği 'Kendini rahat bırak' cümlesine sinir oluyorum. Çünkü buna karar vermekle rahat olunmuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder