19 Haziran 2010 Cumartesi

Vücudu Şekillendirmenin Yolları


Tatile çıkmaya hazırlık yapıyorsunuz ve çok kısa bir süreniz var. Vücudunuzu şekillendirmenize yardımcı olacak öneriler burada!

Tatile çıkmaya hazırlanıyorsunuz ve çok kısa bir süreniz var. Vücudunuzu şekillendirmenize yardımcı olacak öneriler burada!

Karın Şişkinliğinizi Giderin

Karın şişkinliğinizi gidermek için limonlu su için. C vitamini bakımından zengin idrar söktürücü bu doğal içecek detoks ve dezenfektan olarak da bilinir. Vücudunuzdaki fazla suyu atmanıza yardımcı olur. Acıkmanızı önler.

Limonlu su içmeyi sevmiyorsanız sadece limon suyunu içebilir, yeşil çaya ekleyebilirsiniz. Bu metabolizmanızın iki kat daha fazla çalışmasını sağlar.

Bunu deneyin: Su şişenize limonlu koyun ve gün sonuna kadar ara ara bunu için.

Son 5 Lokmanızı Yemeyin

Kilo vermek için kendinizi yememeye mahkum etmeyin. Öğle ve akşam yemeklerinde son 5 lokmanızı yemeyin. Bu günde 500 kalori daha az almanızı ve haftada 450 gr zayıflamanızı sağlar. Eğer yaktığınızdan daha az kalori alırsanız zayıflarsınız ve katı diyetler uygulamak zorunda olmazsınız. 5 lokma az yeme kuralı biraz zor görünebilir ancak uzun vadede mutlaka zayıflayacağınızı aklınızdan çıkarmayın.

Bunu deneyin: Eğer yiyecekleri israf etmekten hoşlanmıyorsanız daha küçük tabakta yemek alın.

Her Gün Bir Omlet Yiyin

Uluslararası Obezite Kuruluşu'nun 2008'de yaptığı bir araştırmaya göre, sabah yumurta yiyenlerin yüzde 65'i aynı oranda kalori alanlara oranla daha fazla zayıflamış.

Protein deposu yumurta ile yağsız peynir, ıspanak ve domates gibi yiyecekler tüketilirse daha tok hissetmenizi sağlar.

Bunu deneyin: Zamanınız yok mu? Omleti 3 dakikada mikrodalga fırında yapabilirsin. Akşamdan mikrodalga kabınız içine kıracağınız yumurtanız sabah 1 dakika içinde hazır olacaktır.

Her Gün Yürüyün

Vücudumuz yürümemiz için tasarlanmıştır ama modern taşıma araçları bacaklarımızı çok fazla kullanmamamıza neden oluyor. Tv ve bilgisayar karşısında uzun süre zaman geçirmemiz hergün harcamamız gereken kaloriyi yakmamızı engelliyor.

Hastalıkları Kontrol Merkezi tavsiyesine göre haftada 150 dakikalık tempolu yürüyüş gibi aerobik hareketleri formumuzu korumamamıza yardımcı oluyor.Günde sadece 21 dakikalık yürüyüş ile zayıflayabilir, kalp ve diyabet hastalığı risklerinden korunabiliriz. Yürürken her 10 dakikada bir ara verebilir, yürüyüş programınızı haftada 3 güne indirebilirsiniz. Ancak haftada 5 kez yürümek aralıklı yürümekten daha etkili olabilir.

Bunu deneyin: Ofite ufak tefek işlerinizi yaparken hareket etme fırsatlarını kaçırmayın. Alışveriş listenizi oluşturmadan önce marketi dolaşın. Akşam yemeğinden sonra komşularınızla yürüyüşe çıkın.

Çocuk Gibi Oyun Oynayın

Egzersiz yapmak vücudunuzu şekillendirmenin tek yolu değilidir. Kumdan kaleler yapın, frizbi oynayın, bisiklete binin ve voleybol oyunayın. Çocuklar küçük enerji makineleridir, hareket ederek kalorileri yakın.

Doğa sporları da vücudunuzu şekillendirir, yani "Yürüyün, dalın ya da sörf yapın". Güneş ısısı doğal zayıflatma aracıdır.

Bunu deneyin: Doğa sporlarını sadece yazın değil he zaman yapın. Hoşlandığınız bir spor takımına katılın ya da jimnastik sınıfına kayıt olun.

Kendinizi Disipline Edin!

Gerçekten daha zayıf görünmek istiyor musunuz? O halde bu karın düzleştirme egzersizlerini deneyin. Dik durun veya oturun, sanki birisi karnınıza vurmuş gibi karnınızı içinize çekin. Bu şekilde 30 saniye bekleyin ve bırakın. Bu hareket sadece karın kaslarınızı güçlendirmeyecek aynı zamanda doğru durmanızı sağlayacak.

İyi duruş düz karına sahip olmanızı da sağlar. Gevşek oturmak karnımızın öne çıkmasına neden olur. Doğru duruş için kulaklarınızın omuz hizasında olmasına, omuzlarınızın dik durmasına özen gösterin. Yani başınızla kitap varmış gibi yürümeye çalışın. Gerekirse bu egzersizi mutlaka yapın. İlk zamanlarda karnınız hemen dümdüz olmayacak ancak içinize çekme egzersizlerinizi yapmaya devam edin.

Bunu deneyin: Ofiste, kumsalda, arabada mutlaka bu egzersizi deneyin. Mutlaka faydasını göreceksiniz.

Probiyotikleri Deneyin

Yoğurtta doğal olarak bulunan probiyotiklerin sindirim sisteminizin çalışmasına yardımcı olarak zayıflamayı sağladığı biliniyor. Probiyotikler doğal bağışıklık sisteminin güçlenmesini de sağlıyor. Bu yararlı bakteri ek olarak süt gibi gıdalarla destek olarak da alınabiliyor.

Bunu deneyin: Probiyotik içeren yoğurt yiyin, süte karıştırarak tüketin ya da düzenli olarak meyveli yoğurt yapın.

Kaynak:ivillage.mynet.com

Sadece şaka yapıyordum

Dürüstlük ilişkilerde oldukça önemlidir ama hiçbir erkek kolayca romantik olamaz.

Erkeklerin yalanlari Çıktığınız erkek doğrumu söylüyor yoksa yalancının biri mi? Dürüstlük ilişkilerde oldukça önemlidir ama hiçbir erkek kolayca romantik olamaz. İşte her erkeğin söylediği 7 yalan..

1. "En iyi arkadaşların taş gibi!"
Kadınlar sevgilisinin kız arkadaşlarını hiçbir zaman beğenmemesini ister. Bu nedenle kız arkadaşını nasıl bulduğunu sorduğunda duymak isteyeceği en son şey, "kız arkadaşın çok güzel, taş bebek gibidir". O yüzden erkekler bu soruya her zaman "korkunç, sen daha güzelsin" diye cevap verir.

2. "Üzgünüm"
Bir erkek özür diliyor ve üzgün olduğunu söylüyorsa aslında neden bunu yaptığına dair hiçbir fikri yoktur. Bir erkek kadınlardan defalarca özür dileyebilir ancak aslında yanlış yaptığını düşünür ve karşısındakinden özür beler. Erkek arkadaşınız gelecek sefere sizden özür dilediğinde 'neden' özür dilediğini ve üzgün olduğunu sorun.

3. "Ali'nin dertleşmeye ihtiyacı var"
Uzun zamandır tanıdığı birinin konuşmaya ihtiyacı olduğu için onunla buluşması gerektiğini söyleyen erkek yalancıdır. Erkekler kadınlar gibi değildir, bir sorun üzerinde uzun uzadıya konuşmazlar. Sadece birşeyler içip maç izlerler. Nadiren de olsa sorunları üzerinde konuşan erkeklerin bu sohbeti 4 dakikadan fazla sürmez ve "Bunu kafana takma. Birşeyler içip maç izleyelim" cümlesi ile noktalanır.

4. "Tünele giriyorum, seni duyamayabilirim."
Evet bunu sevgilinizi arayıp hoşuna gitmeyen şeyler söylediğinizde duyduğunuz cümledir. Her zaman da işe yarar. Bir erkek bunu söylerken arabada değil evinde olabilir. Bu sizinle sohbet etmekten sıkıldığı anlamına gelmez. Birkaç güzel espri, güzel söz duymak isterler elbette, sadece işler karışmaya başladığında başvurdukları bir yoldur.

5. "Kedini ya da köpeğini sevdim"
Erkek arkadaşınızı eve çağırdığınız ve daha önce bahsetmeiğiniz kediniz ya da köpeğiniz sizi karşıladı.Sürekli ona kedinizden ve sıcak aile saadetinizden bahsettiniz. Erkek bu aşamadana "bana ne bunlardan" diye düşünürken siz, "onu sevip sevmediğini sorarsınız".. Ve cevap.. Yalan.. Sadece sizinle vakit geçirmek istiyor, evcil hayvanınızla değil.

6. "Seninle harika oluyor ancak ufak bir ara verebilir miyim?"
Yatakta en ateşli anda bir erkek bunu söyleyip yataktan kalkıp banyoya gidiyorsa ya da kendini tam anlamıyla veremiyorsa bir sorun vardır. Aslında bu erkeğin seksi bitirmek zorunda olduğunu gösterir. Lütfen gerçeği söylemesi için zorlamayın.

7. "sadece şaka yapıyordum."
Çoğu erkek aile, arkadaşınız ya da sizin hakkınızda bazı şeyleri ufak ufak söyler, hoşunuza gitmediğini görünce 'sadece şaka yapıyordum' der. Örneğin erkek arkadaşınız eğer sizinle çıkmasaydı kız kardeşinizle çıkabileceği şakası yapıyorsa, sonrasında size sarılıp "şakaydı" diyorsa dikkat edin.

Kaynak:ivillage.mynet.com

İlişkinizi Nasıl Kurtarırsınız?

ayrılık resimleriKonu ilişkiler olduğunda taviz verilmeyecek konular ortaya çıkabiliyor. Bazen ilişkiler başka boyutlara taşınabiliyor.

Bir sabah uyanınca aşkınızın bittiği hissine kapılabilirsiniz. İlişkinizde biraz gürültü oluştuktan sonra belkide ilişkiniz süratli ve anlaşılmaz konuşmalara dönüşebilir ya da belki ilk kavganızı etmişsinizdir. Kaygılanmaya başlarsınız: Bu geçici bir durum değil mi? Bu o mu? Bu ben miyim? Bu bizim ilişkimiz mi?

Dürüst bir bakış açısına hazırsanız, bu cevapları bulmanız için size birkaç önerimiz var.

Kendi hata ve eksiklerinizi listelemek eğlenceli olmasa da ilişkinizin desteğe ihtiyacı olduğu durumlarda kendinize bir ayna tutmak yararlı olabilir. Kendinize bu soruları sorun;

'Sürekli onu mu suçluyorum?
Davranışlarımı incelerken dürüst müyüm?
Onun hakkında çok fazla negatif düşüncelere mi sahibim?
Partnerimin düşünce ve görüşlerine saygılımıyım?
Yoksa olayların hep benim istediğim gibi olması için ısrar mı ediyorum?'

Eğer bu sorulara dürüstçe verdiğiniz cevap 'Evet' ise ilişkiniz yıpranıyor demektir.

İlişkinize bir bakın. Bu size yalan söyleyen, aldatan ya da bencil davranan dördüncü erkek arkadaşınız mı? Eğer öyleyse bu sorunun sizde olduğunu gösterir. Kendinize çeki düzen vermenizin ve davranışlarınızın sorumluluğunu almanızın tam zamanı.

Tabiki sorun her zaman sizde değildir. Sürekli kendinizi suçlama eğilimindeyseniz şunu bilinki onun yapması gereken şeyleri bile reddetmeniz ilişkinizin düzgün bir şekilde ilerlemesine neden olmaz. Kendinizi ona karşı ezdirirsiniz ve bu da hiç güzel bir durum değildir.

İlk olarak partnerinizden gelen her türlü aşağılayıcı söylemlere tepki gösterin. 'Yemeklerin berbat'. 'Bu fikrin aptalca'. Bu tekrarlar dengenizi bozar ve ilişkinizin aşınmasına neden olur.

Ayrıca, ilişkinizin sizi fiziksel olarak nasıl etkilediğine bakın. Çünkü bu aranızdaki anlaşmazlıklarınızın bir işareti olabilir.

Kan basıncınız artmaya başlıyorsa, uyumakta zorlanıyorsanız ya da iştahınızda dramatik değişiklikler varsa karşınızdaki sizi zorluyor demektir.
Aranızdaki iletişimin kalitesini kontrol edin;
'Aranızdaki samimiyet doğru mu ya da sadece yaşam alanını ve yemeğinizi mi paylaşıyorsunuz?
Duygusal düşüncelerinize bakın. Partneriniz hayatı hakkında sizinle konuşuyor mu?
Korkuları? Hayalleri?
Kendinizi hayatınızı ona anlatmak için hazır hissediyor musunuz?
Ya da siz sadece arada seks yapan ev arkadaşları mısınız? İhtiyacınız olan yakınlığı size göstermiyor mu?

Eğer öyleyse, onunla açık sözlü konuşmanızın zamanı gelmiş demektir. Ayrıca onun davranışlarındaki değişiklikleri ve devam edip edemeyeceğinizi de değerlendirin.

Çiftlerin ilişkileri üzerinde hem bireysel olarak hem de birlikte çalışmaları gerekir. İki tarafta tatmin olmuş gözükmüyorsa ve partneri tarafından anlaşılamıyorsa, her ikinizde duygularınızın ciddiye alınmadığını düşünürsünüz.

İhtiyacınız olan tek şey aşktır. Büyüyen, sağlıklı ve tatmin edici ilişkilerden bahsetmiyoruz.

İlk aşama güven, paylaşılan değerler ve çekiciliğe bakmaktır. Bunlar ilişkilerdeki samimiyeti gösterir. Eğer bunlar yerinde yoksa büyük değişimler yapmanın ya da yolları ayırmanın zamanıdır.

İlişkinin bittiğinin bir göstergeside bir taraf değişiyorken diğer tarafın bunu kabul etmemesidir. Yeni bir tutku bulmuşsanız ve partneriniz bu değişikliğin olmasını istemiyorsa ilişkiniz kötü yönde gidiyor demektir. İlişkiler büyümeli ve gelişmelidirler aksi halde boş olurlar.

Problemi siz başlatmamış olsanız bile onu çözmeye çalışmak ve çözmek iyi bir teşviktir. Araştırmalara göre tatmin edici ve güven dolu ilişkiler, uzun süreli, sağlıklı ve ekonomik açıdan daha güvenli oluyorlar. Doğru iletişim hayatının en büyük mutluluklarından biridir. Buraya ulaşmak ve ulaşılmak için izlenilen yol çok da kolay değildir. Kendiniz hakkında dürüst olun. Onun hakkında da dürüst olun. İşler ters gittiğinde de destek almaktan çekinmeyin. İlişkinize saygı göstermeniz gereklidir. İlişkiyi devam ettirmenin ya da bitirmenin tek yolu budur.

Kaynak:ivillage.mynet.com

Saç dökülmesi ile ilgili 7 yanlış


Saç dökülmesi'nde mevsimsel, genetik ya da duruma bağlı olarak gerçekleşebilir.

Saç dökülmesi hakkında doğru bilinen yanlışların en yaygınları ise şu şekil.


1) MİT: Erkek tipi kellik ailenin anne tarafından gelir.

GERÇEK: Erkek tipi kellik geni, annenin de baba nın da gen havuzundan gelebilir; bu yüzden kellik ailenin her iki tarafından da miras alınabilir.


2) MİT: Günde ortalama yüz saçın dökülmesinde endişelenecek bir durum yoktur, çünkü bu normaldir.

GERÇEK: Erkek tipi kelliğiniz yoksa bu doğrudur; çünkü dökülen saçların yerine, kısa süre sonra derinin altındaki saç foliküllerinden çıkan yeni saçlar gelecektir. Bununla birlikte, eğer erkek tipi kelliğiniz varsa, günde "normal" yüz tel saçı kay betmek bile sorun olabilir. Çünkü saç folikülleri ölmektedir ve yeni ürettikleri saçlar gittikçe daha incelecek ve sonuçta foliküller sadece şeftali tüyü ne benzer saçlar yapabilir hale geleceklerdir. En son olarak, foliküller tamamen ölecek ve hiç saç üretemeyeceklerdir.


3) MİT: Saç foliküllerinin sayısı, ilaçlar, doğal ya da kimyasal tedaviler, masaj, diyet ya da başka yollarla arttırılabilir.

GERÇEK: Hayır. Saç foliküllerinizin sayısı ve çapı tamamen kontrolünüz dışındadır ve kalıtsaldır. Ya­pacağınız hiçbir şey saç foliküllerinizin sayısını değiştirmez. Fakat bu kitapta anlatılan önleme ve tedavi yöntemleriyle folikülleri öldüren DHT'nin etkilerine karşı mücadele edebilirsiniz.


4) MİT: Saçın kesilmesi onun daha çabuk ve gür uzamasını sağlar.

GERÇEK: Hayır. Saç ayda yaklaşık bir buçuk san timlik ortalama bir hızla uzar. Saç telinin dibi ucuna göre biraz daha kalın olduğundan, saç oldukça kısa kesildiğinde, yaklaşık bir hafta boyunca sanki daha gürmüş gibi görünür. Fakat saçları kesmenin telin kalınlığı ya da foliküllerden uzayacak saç sayısı üzerinde hiçbir etkisi yoktur.


5) MİT: Kesmediğim sürece saçlarım uzamaya devam eder.

GERÇEK: Hayır. Uzunluk saçınızın doğal döngü süne bağlıdır ve bu yalnızca size özgüdür. Saçın uzama dönemi ne kadar uzunsa, saç o kadar uzun olacaktır. Eğer uzama döneminiz doğuştan uzunsa, saçlarınızı rahatça belinizin altına kadar uzata bilirsiniz. Eğer doğuştan gelen uzama döneminiz kısa ise, saçınız belinize erişmeden dökülecek ve belli bir uzunlukta kalacaktır. Size özel uzama döneminin süresi kalıtıma bağlıdır ve beslenmeden etkilenir.


6) MİT: Şapka takmak saç kaybına neden olur.

GERÇEK: Sürekli olarak, kan dolaşımını kesecek kadar sıkı bir şapka giymiyorsanız, şapka saç kaybına neden olmaz. Bununla birlikte gözenekleri tıkayabilecek ter, kir ve cilt partıkülleri saça zarar verebilir.


7) MİT: Saç kurutma makinesi saç kaybına neden ola bilir.

GERÇEK: Hayır. Fakat sonradan dökülecek şekilde saçı kurutabilir, yakabilir ve zarar verebilir. Dökü len saçın yerini, uzama dönemi esnasında folikülden çıkacak yeni saç alır.

Kaynak:Ekolay.net

17 Haziran 2010 Perşembe

John Galliano'dan "Babalara" Gözlük!



Türkiye’de yeni satışa sunulan John Galliano babalar gününe özel güneş gözlükleri ile tüm babaların kalbini çalmayı hedefliyor.

Yarım çerçeve modelleri bu yıl kendini yeniden gösteriyor. Gözlük camlarının üst kısımlarında metal keskin hatlı çerçeveler öne çıkarken, cam kesimleri ile kullanım rahatlığını öne çıkarıyor. Yılın gözlük modasında moda renkler kahverenginin ve altın renginin birlikteliği..
Klasik büyük camlar bu defa ince metal çerçevelerde kullanıldı. Hafifliği ile öne çıkan John Galliano erkek gözlükleri rahatlığına düşkün babalara öneriyoruz

Dsguared2 2010 Yaz gözlük modelleri..



Dsguared2 2010 Yaz gözlük modelleri..
Dsguared2 2010 Yaz koleksiyonunda çapraz, kare ve polis formlarını karıştırarak farklı çerçeveler tasarlamış.

Tom Ford'un 2010 Yazına ait gözlük modellerine baktınızmı?





Babalar günü hediyesi olarak babanıza ne hediye edeceğinize karar vermediyseniz Tom Ford'un 2010 Yazına ait gözlük modellerine bakabilirsiniz.
Tom Ford'un 2010 yaz koleksiyonu arasında en çok öne çıkan erkek modelleri arasında kemik ve metalin bir arada kullanıldığı çerçeveler var. Motor kullanan, araba yarışlarını takip eden, ruhu genç kalmış babalara pilot modeli çerçeveleri tercih edebilir

16 Haziran 2010 Çarşamba

Gaz sorunundan nasıl kurtulunur?

Gaz sorunundan nasıl kurtulunur?İşte kadınların gaz sorunundan nasıl kurtulacağını anlatan haber.

Dr. Murat Kınıkoğlu, kadınların gaz sorunundan nasıl kurtulacağını anlatıyor.

Bayan hastalarımdan aşağıdakine benzer şikâyetler çok sık duyarım. "Doktor bey inanmayacaksınız, ağzıma bir lokma atıyorum, hemen şişiyorum." "Bir yemek yiyorum, anında bir beden büyüyorum." "Nişan törenim zehir oldu, bütün gün balon gibi dolaştım durdum." Büyük ölçüde bağırsaklarımızdaki bakterilerin ürünü olan gaz, makul miktarda olmak şartıyla normaldir. (Cumhurbaşkanları da İngiltere kraliçesi de aynı bizim gibi alttan üsten gaz çıkarır.) Gazdan şikâyet eden bayanlar kendilerine iftira atılmış gibi sinirlenirler. Bu kadar kızmakta pek haksız sayılmazlar. Bir saatte birkaç beden büyüyecek kadar gazlı olmak gerçekten rahatsız edici bir durumdur...

Ne kadar gaz normaldir?

Nasıl ölçersiniz bilmem, konuyla ilgili bilim adamları günde yarım litre gaz çıkarmanın normal olduğunu söylüyorlar. Bazı uzmanlar şöyle diyor "Günde on beş kereden az pırt yapmak normal, fazlası anormaldir." Hadi bakalım, sağlık takıntısı olanlara yeni bir iş daha çıkardık. Eline kalem kâğıt alıp çetele tutanlar; "Alo... Doktor bey dün on yedi kere pırt yaptım. Barsak kanseri olabilir miyim?" diye soranlar olursa şaşmam.

Gazdan kurtulmak için ne yapalım?

1- En başta gaz yutmamaya çalışın
Midemizdeki gazın hepsi barsaklarımızdaki bakterilerden gelmez. Devamlı yutkunanlarda, tik şeklinde geğirenlerde, dişi olmadığı için yemekleri iyi çiğneyemeyenlerde mideye gaz kaçabilir.
3-Yemeğinizi yavaş ve iyice çineyerek yiyin.
3-Sakız çiğnemeyin, gaz yutmanıza neden olabilir.
4-Sigarayı bırakın. Sigara içinlerde gaz şikâyeti daha çok olur.
5-Gazınızın sebebi içtiğiniz süt olabilir mi dikkat edin. Gaz deyince hepimizin aklına kuru fasülye gelir ama süt daha çok gaz yapar. Özellikle yaş ilerledikçe insanların sütün içindeki laktozu (süt şekeri) absorbe etme yeteneği azalır ve daha önce tolere ettiğimiz süt ürünleri gaz yapmaya başlar. On gün süreyle süt ve sütlü ürünleri keserek deneme yapabilirsiniz.
6-Gaz yapan yiyecekleri azaltın ve iyi pişirin. Fasülye nohut gibi gaz yapan baklagillerin pişirme süresinin uzatılmasının gaz yapıcı etkiyi azalttığı gösterilmiştir. Özellikle brokoli, brüksel lahanası ve karnıbahara dikkat edin.
7-Bira, soda ve kola gibi gazlı şekerli içeceklerden uzak durun. Diyet kola ve diyet ürünlerin daha çok gaz yaptığını unutmayın.
8-Huzursuz Barsak Sendromu (sinirsel bağırsak spazmı) olan hastalar gazdan çok şikâyet eder. Teşhis konulduktan sonra diyet veya ilaç tedavisi uygulanabilir.
9-Stresden uzak durun. Stres arttıkça bağırsak hareketlerinin azalmasına bağlı olarak gaz şikâyeti ortaya çıkar.
10.Kabız kalmamaya çalışın. Kabızlık karındaki şişliğin artmasına neden olur.
11.Gazınızın nedeni yediğiniz buğday ürünleri olabilir. (Gluten intoleransı). On gün süreyle, ekmek başta olmak üzere her türlü buğday, arpa, çavdar ürünlerini keserek deneme yapın.
12.Tuzu kısıtlayın. Tuz vücuttu su tutulmasına neden olarak şişkinliğinizi artırabilir.Hazır yiyeceklerin içinde tuz olduğunu unutmayın.
13.Yağlı yiyeceklerden uzak durun. Yağ, yiyeceklerin hazım süresini uzatarak gaza neden olur. Zeytinyağı dâhil olmak üzere tüm yağları minimuma indirin, sebze, meyveye yönelin, posalı yiyecekleri tercih edin.
14.Stres çok önemli bir gaz nedenidir. Titiz, perfeksiyonist bir yapısı olan insanlar yukarıda söylediğim şeylere dikkat etmelerine rağmen gazdan kurtulamazlar.
15.Düzenli spor yapın, özellikle yürüyüş ve koşma gazı kolay atmanızı sağlar. Düzenli spor yapanlarda gaz kesinlikle azalır.


Dr. Murat Kınıkoğlu
Alıntı:Leyditurk.com

Yatakta doyumsuzluk mu yaşıyorsunuz ?

Yatakta doyumsuzluk mu yaşıyorsunuz ?Cinsel doyumsuzluk, çoğu zaman eşler arasındaki sorunlu ilişkiden kaynaklanmaktadır.

Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi, gerginlikler, evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi gibi hatalı tutumlar da cinsellikten alınan hazzı etkiliyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Cinsellik ve Cinsel Tedaviler  Birimi Baskanı Prof. Dr. Arşaluys Kayır, cinsel doyumsuzlukta, çiftlerin sevişme sıklığı, sevişme biçimi, sevişmeyi başlatma veya geri çevirme, sevişme öncesi tartışmalar, cinsel çekimin azalması ve kısa sevişme gibi faktörlerin etkili olduğunu söyledi.

Cinsel doyum nedir? Standartları var mıdır?

Cinsel etkilenme;  istek, uyarılma, birleşme, orgazm ve orgazm sonrası evreleri olarak sınıflanır ve sorunlar da bu çerçeve içinde değerlendirilir .Oysa birçok kitapta görmediğimiz  çok önemli bir başlık cinsel doyumdur. Cinsel doyum, bireyin cinsel iletişiminden hoşnut olması ve mutluluk duymasıdır. Bu da bir cinsel sorundan bağımsız olarak ilişkinin cinsel ve cinsel olmayan boyutlarına bağlıdır.

İster erkek, ister kadın, doyumlu cinsel yaşam tarifimiz aynıdır ve bu sadece boşalma, orgazm olma, uzun uzun sevişme veya sık sevişme değildir. Cinsel hazzın her türlüsü kişiye güzel geliyorsa güzeldir. Örneğin vajinismus sorunu (birleşememe) olan çiftler cinsel yaşamlarını "O ana kadar herşey çok güzel" diye tanımlarlar. Doğrudur. Bu çiftlerin çoğunda sevgi vardır , istek ve orgazm sorunları da yoktur. Bunu tartışmayız... Ancak bireyin deneyimleri, ona kendisi veya eşi için  daha nelerin  doyurucu olduğu bilgisini kazandırır. Vajinismusu düzelen kadın yine sıklıkla şunu soyler: "Çok haz almıyorum ama eşime çok yakınlaştım. Şimdi bir çiftmişiz gibi hissediyorum."

"Beceremiyoruz, henuz olmadı" gibi duyguların ortadan kalkması da çiftin sırtındaki yükü hafifletir ve onları yakınlaştırır.

Doyumsuz cinsellik neden kaynaklanır?

Nedenlere bir bütünlük içinde bakarız. Çoğul nedenlerin biraraya gelmesi bir cinsel sorun yaratır. Bilinç dışı süreçler cinsellikte önemlidir. Fakat cinsel doyumsuzluk çoğu zaman eşler arasındaki genel ilişkideki güçlükleri yansıtır.

Eşler arasında başlıca cinsel gerginlik konuları veya doyumsuzluklar nelerdir?

Çiftlerin sevişme sıklığı

Sevişme biçimi

Sevişmeyi başlatması veya geri çevirmesi

Cinsellik konusunda sevişme öncesinde tartışmalar

Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi ve empoze edilmesi

Cinsel çekimin azalması

Çok kısa sevişmeler

Evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi gibi.

Cinsel doyum denince orgazm veya boşalma anlaşılmıyor mu?

Orgazm, fizyolojik olarak cinsel döngünün tamamlanmasıdır. Hazzın doruğa çıkmasıdır. Süresi kısadır.  Rahatlık, gevşeklik verir, uykuya dalmayı kolaylaştırır. Sevilen bir eşle yaşanan orgazm mutluluk hissettirir. Ama ilişki veya bireyin kişilik yapısı  onu yine mutsuz edebilir. Orgazm mutluluk anları olsa da biliyoruz ki orgazm olmadan da çok doyumlu sevişmeler var.

Erkek orgazmı kadın orgazmına göre daha kolay. Neden?

Erkekte boşalma ihtiyacı daha fazla. Hemen bir ipucu ve bilgi vermek isterim. Cinsel birleşmeyle orgazm hedeflenmediğinde kadın daha  kolay orgazm olur. Vajina klitoris kadar orgazmı tetikleyen bir yer değil. Bu bilgi son 30 - 40 yılın kadın cinsel fizyolojisi laboratuvar çalışması sonuçları. Orgazmı başlıca klitoris tetikliyor, vajina kasılmalarla devreye giriyor.

Kadının orgazm olamaması erkeği nasıl etkiliyor?

Erkek "Olsun" diye nafile çabalar. Bu durum gerginlik ve yetersizlik yaratıyor erkekte. Bunu sorun olarak kabul eden çiftlere önerim, birleşmeyle orgazmı hedeflemeyi unutsunlar, eski bildiklerinden denesinler. Kadının aktif ve üst pozisyonda olması keşiflerini kolaylaştırır.

Sevişirken cinsel doyum açısından aktif olmak  ile pasif olmak arasında fark var mı?

O farkı ve çeşitliliği keşfetmeleri için çiftlere, duyarlı noktalara odaklanarak en az  20'şer dakikalık (10 dakika ön sevişme 10 dakika birleşme sonrası sevişme) birbirilerini okşayıp öpmelerini ve arzularını, erotik duygularını dile getirmelerini öneririz. Başta karşı tarafa bilgi vermeden gözler kapalı, kendi duygulanımını anlar, sonra anlatır. Cinsel birleşme ve orgazm hedeflenmez. Daha sonra cinsel organ ve göğüs keşifleri ve birleşme. Alıp vermeye odaklanan çift kısa zamanda aktif ve pasif olmanın kazançlarını farkeder. Alma  kadar verme de bireye haz verir.

Kaynak:Leyditurk.com

Sigara bebeği nasıl etkiler?

Sigara bebeği nasıl etkiler?Ne kadar zararlı olduğu bilinse de bazı anne adayları hamilelik döneminde sigara içmeye devam ediyor.

Anne adayının gebelelik sürecinde sigarayla aldığı zararlı maddeler bebeğe ulaşıyor.

Sigarada bulunan katran, karbon monoksit, nikotin gibi maddelerin sadece anneye değil, bebeğe de zarar verdiğini söyleyen Memorial Ataşehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. İlkay Keskinel, nikotindeki damar büzücü etkinin, göbek kordonundaki damarlarda da görüldüğünü söylüyor.

"Nikotin nedeniyle, bebeğe giden kan miktarı azalmaktadır. Bunun yanı sıra karbon monoksit, oksijen taşıyan kan hücrelerine bağlanır ve oksijeni yerinden söker. Böylece, bebeğe az kan gider ve kandaki oksijen miktarı da düşer" diyen Dr. Keskinel, hamilelikte içilen sigaranın gebelik sürecini ve bebeği nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor:

"Anne adayının sigara içmesi, dış gebelik (döllenmiş yumurtanın rahim dışında bir yere yerleşmesi), düşük ve ölü doğum riskini artırır. Plasenta adı verilen bebeğin eşinde sorunlara yol açar, bebekte büyüme geriliği yapabilir. Erken doğan bebekler daha küçük dünyaya gelmelerinin yanı sıra akciğerleri de henüz doğuma hazır olmadığından solunum sorunları yaşayabilir. Bu çocuklarda nedeni bilinmeyen "ani bebek ölümü sendromu" ya da "beşik ölümü", sigara içmeyen annelerin çocuklarına göre daha sık görülmektedir. Gebeliğinde sigara içen annelerin bebeklerinde solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski artar. Bu çocuklarda solunum yolu ve kulak enfeksiyonlarının yanı sıra astım görülme olasılığı da artmıştır. Doğum öncesi sigaraya maruz kalan çocuklar büyüdüklerinde öğrenme güçlükleri, dikkat ve davranış bozuklukları yaşayabilirler."

 BEBEĞİNİZİ OBEZİTEYE MAHKUM ETMEYİN

"Son yıllarda bebek daha doğmadan sigara yüzünden maruz kaldığı yeni bir zararı daha saptanmıştır" ifadesini kullanan Uzm. Dr. Keskinel, "Yapılan çalışmalarda, gebeliklerinde sigara içen annelerin çocuklarında, obezitenin daha sık görüldüğü bulunmuştur. Bu çocuklarda, iştah ve enerji metabolizmasını düzenleyen bir takım maddelerin bozukluğu söz konusudur. Ayrıca sigara nedeniyle glikoz intoleransı ve insülin direnci sıklığı da artmıştır" diye konuşuyor.

BABA ADAYLARI DA DİKKAT ETMELİ

Sadece annenin değil, babanın içeceği sigaranın da bebeğe zarar verdiğini belirten Dr. Keskinel, "Babanın giysilerine ya da derisine sinen nikotin ve diğer zararlı maddeler bebeğe yanında sigara içilmişçesine taşınmaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında, anne ve baba adayının daha gebelik öncesinde sigarayı bırakmaları önerilmektedir" diyor.

Kaynak:Ntvmsnbc
Alıntı:Leyditurk.com

Ateşli bir kadınla çıkmanın zorlukları nelerdir?

Ateşli bir kadınla çıkmanın zorlukları nelerdir?Bir ateşli kadınla beraber çıkıyorsunuz, peki dayanılmaz zorluklarını biliyor musunuz?

Talih yüzünüze güldü ve inanılmaz bir kadınla berabersiniz. Kız arkadaşınız Dehşet güzel. Bilgisayara yüklediğiniz her kızdan daha güzel.

Seksi ve F1 Monaco pistinden daha çok kıvrımları var. Ancak bir problem var: siz bir başbelası ile birliktesiniz, güzel bir başbelasıyla. Belki onun karaktersizliği, belki bitmeyen draması, değişen ruhsal durumları veya tavırları. Her ne ise, o tam bir baş belası. Peki niye berabersiniz bu kadınla? Bütün arkadaşlarınızdan gelen uyarılara rağmen niye hala berabersiniz? Çünkü o hala çok güzel!

Haydi şimdi dürüst olalım. Bu kızdan yakın bir zamanda vazgeçmeyeceksiniz. Ama en azından onunla nasıl başa çıkacağınızı bilmelisiniz. Görüntü herşey demek değildir yine de şimdilik yeterli. Önceden düşünme ve iyi ipuçlarıyla, seksi başbelanızla keyif sürmek kolay.

İşte Askmen'in seksi başbelanızla ilişki rehberi:

Seks bombanızın ruhunu anlayın

İlk önce bu başbelasıyla çıkarken neyin içinde olduğunuzu bilin. Birkaç çeşit kadın, bu kategorinin içine girer ve neler getireceklerini bilmek; süprizleri elimine etmek demektir. Kişiliği olmayabilir, manken gibi olması sizi kızdırabilir. Sizi aile içi şiddetli kavgalara dahil edebilir, iş yeri tartışmalarına ve eski sevgili kavgalarına karıştırabilir. O muhteşem seksi kadınınız dengesiz olabilir, o an gülüyorken bir dakika sonra ağlayabilir. Tamamen cadaloz olup, sizi bozup kontrol etmeye çalışabilir.

Şimdi nelerle uğraşabileceğinizden haberiniz olduğunuza göre, yararlarını bilmeli ve neden onunla uğraştığınızı anlamalısınız. Seksi başbelasınızla beraber olmanın birkaç avantajı var. Seks, hayat deneyimi ve en önemlisi ego tatmini. Bunlar varken, başbelanızı bırakmak zor, ama aynı zamanda onunla kalmak da bu kadar zor olabilir. Bu kadını nasıl kontrol edebileceğinizi bilmek, kötü gecelerden kaytarmanız için anahtar.

Seksi başbelanızı neler çıldırtır öğrenin

Seksi başbelasıyla çıkmanın ilk adımı onun yollarını öğrenmek. Deli veya kontrol manyağı olsa bile, onunda yolu vardır. Belli durumlarda nasıl tepki verdiği ve davrandığı. Eski sevgilisinin favori şarkısını duyduğunda, iş yerinde ne olduğunu sorduğunuzda ağlıyorsa, bunları bilin ve tetikleyici şeyler söylemekten kaçının.

Seksi başbelanızla nasıl beraber olabileceğinize dair ipuçlarımızın

O güzel yararları kullanın

Güçlü noktalarını destekleyin. O seksi. Seks inanılmaz. Restaurantta en güzel masalarda yer bulabiliyor veya barlara sizi bedavaya sokabiliyor. Güçlü noktaları ne ise, bunları kullanın yoksa başınızdaki bela göz ardı edilemez hale gelebilir. Zamanınızı beraber geçirin ve ilişkinizi onun güçlü noktalarının üzerine kurun yoksa zamanınız onun ne kadar problem olduğu ve sizin bundan ne kadar sıkıldığınızla hızla geçer.

Doğru insanlarla takılın

Bir sonraki adım, grup içinde nasıl olduğunu belirleyin. Yanınızdaki şahane kız egonuzu tavana çıkarabilir ve size, arkadaşlarınız arasında bir üstünlük sağlayabilir ama bu güzel başbelası, kadın arkadaşlarınızın ve ailenizin yanında bu kadar hoş durmayabilir. Nasıl davranıp davranamadığını bilmek ve hangi grup arkadaşlarınızla daha iyi geçinebildiğini görmek ilişkinize daha uzun bir yaşam sunabilir.

Onu ne kadar dinliyorsunuz gerçekten?

Birbirinizle ne kadar iletişim kurmanız gerektiğini öğrenin. Eğer pireyi deve yapan bir kişiyse, o sürekli problemleriyle sürekli sizin beyninizi yiyeceğine. O tavana bakarken, sizin kariyeriniz hakkında şikayet ederken veya bağırıp çağırıken, maçı izleyebilir misiniz yoksa bütün ilgiyi ona mı vermelisiniz öğrenin. Belki bütün ilginizi ona vermeden hala onun  muhteşem vücudundan yararlanabilirsiniz.

Kapıdan çıkıp gitmesine hazırlıklı olun

Seksi başbelaları mükemmel oldukları için kendilerini eşsiz sanarlar. Öfke nöbetleri sırasında, bütün o çığlıkların arasında sizi kapıdan çıkıp gitme ihtimalleriyle tehdit edebilirler. Ayrılmaya hazırlıklı olun ve bir daha sormadan gitmelerine izin verin. Güzellikleri kendi istediklerini almak için kullanılamaz, ne kadar güzel olurlarsa olsunlar. Ayaklarının yere basmasını istiyorsanız, çok tartışmadan gitmesine izin verin.

İyi, kötü ve ödül

Son olarak, avantajlarına odaklanalım. Belki şahane seks, belki gözünüzün gönlünüzün bayram etmesi – çok güzel çünkü – veya caddede o kolunuzda yürürken hissettikleriniz. Belki bu deneyimi yaşarken öğrendikleriniz sizin bu ilişkideki avantajınız. Ne mutlu ediyorsa sizi, ona odaklanın ve mümkün olduğunca keyfini çıkarın. Gerçek ilişkiler sadece dış görünüşe dayanmaz ve büyük ihtimalle bu seksi başbelasıyla olan ilişkiniz çok uzun sürmeyecek. Sadece eğlenin ve o başbelası olurken, şahane vücuduna ve suratına bakıp kendinize onun ne kadar seksi olduğunu hatırlatın.

Kaynak:Mynet.com

Size karşı açılmasını sağlayın

Her bayan sevgilisinin aklından geçenleri bilmek ister. Ne yazık ki, bir erkek için kalbini açması o kadar zor bir olaydır ki

Bir erkeği duygusallaştırmak istiyorsanız, doğru zamanı ve doğru yeri bilmeniz çok önemli. Birçok kadın yanlış zamanı seçer. Şunu bilin: Eğer sevgiliniz yorgunsa; başka bir işe konsantreyse ve rahatlamak istiyorsa, ona sorularla yaklaşmanız sonuç vermeyecektir. Misafir beklediğiniz ya da sevgilinizin rahatlamak istediği zamanları sohbet için seçmemelisiniz.

Birlikte bir aktive yaptığınız zaman konuşmayı deneyin. Mesela bulaşıkları yıkarken, parkta yürürken. Konuşurken size bakmasında ısrarlı olmayın. Erkeklerin çoğu gözlerinize bakmadıkları zaman daha rahat konuşurlar.

Sorgu hakimi olmayın

Kadınların fazla düştükleri bir hata var. Sevgililerine peş peşe sorular sorarken, aynı zamanda ses tonlarını da ayarlamayı beceremiyorlar. Öyle kibir sohbet havasında geçmesi gereken konuşmalar, sohbetten çok bir sorguya benziyor ve erkekler kalplerini açmak yerine kaçmayı tercih ediyor.

Duygu sözcüğünü unutun

Erkekler duygularını kolay kolay dile getirmez, onlardan öyle bir şey istediğinizde korkmaları normal. Eski tecrübelerinizden, gelecek planlarınızdan bahsedin. Erkekler gelecek ideallerinden bahsetmeyi severler, onlara özel sorular sormak istediğinizde o havayı vererek sorun.

Siz açılın

Eğer ona açılıyorsanız, güvenini kazanırsınız ve o da size açılır. Ondan bunu istiyorsanız, ilk önce siz açık ve samimi bir şekilde konuşun.

Ne zaman durmalısınız?

Belki anlamsız gibi gelecek ama bir erkeği konuşturmanın en iyi yolu bazen susmaktır. Kadınlar sevdikleri erkek hakkında en ufak ayrıntıyı bilmek ister. Çoğu zaman bu bir takıntı haline gelir. Sürekli kurcalamak yerine, olayların kendiliğinden gelişmesini bekleyiniz. Arka planda kalmayı bir deneyin, göreceksiniz ki bilgiler daha fazla gelmeye başlayacaktır.

Ekolay

Çok mu terliyorsunuz?

Çok mu terliyorsunuz?Çok terliyorum diye sıkıntı edenler, Uzmanlar terlemenin bir çok hastalığın habercisi olduğunu söylüyor.

Terleme, vücut ısısının sabitlenmesi için ter bezlerinin sıvı üretmesidir. Aşırı çalışması normalden fazla derecede sıvı kaybına neden olan durumdur ve bir hastalık değil belirtidir. O nedenle terlemeyi basite almamak gerekir.

Terlemenin türleri var mıdır?

Terleme genel ve lokal olmak üzere ikiye ayrılır. Genel olanlar vücudun tamamında görülürken lokal terleme el ve ayaklarda kendini gösterir. Lokal terleme problemi genellikle 18–30 yaş arası kişilerde sıktır ve bu genç hastalar elleri çok terlediği için strese girer, strese girdikçe de elleri daha çok terler. Bu durum kişinin sosyal ortamlarda huzursuz olmasına hatta iş ve kariyer seçiminde olumsuz etkilere neden olabiliyor. 30 yaş üstü hastalar çoğunlukla genel terleme ile gelir ve terleme çoğunlukla sistemik bir hastalık belirtisidir.

Terleme hangi hastalıkların belirtisi olabilir?

Özellikle genel bir terleme artışı varsa sistemik bir hastalık düşünülüp araştırılarak tetkikler yapılmalıdır. Aşırı terlemeye çoğunlukla hormonal hastalıklar neden olur. Terleme metabolizmanın bir sonucu olarak ortaya çıktığından özellikle vücut metabolizmasını hızlandıran hastalıklar öncelikle araştırılmalıdır. Tiroid bezinin aşırı çalışması yani hipertiroidi en sık aşırı terlemeye neden olan sistemik hastalıktır. Bu nedenle bu hastalığın diğer belirtileri olan çarpıntı, kilo kaybı, ellerde titreme, aşırı sinirlilik, saç dökülmesinin var olup olmadığına bakılır.

Hipertiroidi gibi büyüme hormonu fazlalığı ve adrenalin hormonundaki normal dışı çalışma da aşırı terlemeye neden olan diğer hormonal hastalıklardır. Menopoz sonrasında da kadınlarda aşırı terleme görülebilir. Bu durum kendini ataklarla gösterdiğinden menopoz da kadın hastalarda terleme nedenleri arasında düşünülmesi gereken durumlardandır. Bunun yanında aşırı kilo durumu da terlemenin diğer bir nedeni olarak sayılabilir. Hastalarda genellikle hareketle ortaya çıkan bazen de geceleri aşırı terleme yakınması olur. Özellikle baş ve boyun bölgesinde terleme dikkat çekicidir.

Terleme sorununda nasıl bir tedavi uygulanıyor?  

Muayene ve tetkiklerle yapılan araştırmada ortaya çıkan hastalığa yönelik tedavi uygulandığında terleme de ortadan kalkıyor. Yapılan araştırmada terlemenin lokal olduğu ortaya çıkarsa 3–6 ay süreli botox enjeksiyonu yapılıyor. Ama bu yöntemle sonuç alınamazsa sempatik blokaj denen koltuk altlarında ter bezlerini uyaran sinirlerin yok edilmesi işlemi yapılabiliyor.

Kaynak:Leyditurk.com

Saç renginde doğaya dönüş

Saç renginde doğaya dönüşSon senelerde bayanlar saç renginde doğal renklere dönüş yapıyor.

Dünya Kuaförler Konfederasyonu (CMC) Türkiye Temsilcisi Harun Cici, son senelerde bayanların saç renginde doğal renklere dönüş yaptığını söyledi.

Cici, Konya'da katıldığı bir programda, Türkiye'yi saç modelleriyle yurt dışında tanıtma gayreti içinde olduklarını ve önemli başarılara imza attıklarını söyledi.

Uluslararası alanda ilk önemli başarıyı Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da 2003'te düzenlenen ''Uluslararası Kuaförler Festivali''nde dünya şampiyonluğu ile aldıklarını anımsatan Cici, bu festivalde kendisinin de özel dizayner ödülü aldığını belirtti.

Burada yaptıkları saç modelleriyle dünyadaki birçok stilistin dikkatini çektiklerini ifade eden Cici, daha sonra çok sayıda ülkeden davetler almaya başladıklarını ve aradan geçen süreçte başka ülkelerde de önemli başarılar kazandıklarını kaydetti.

2007 yılının UNESCO tarafından Mevlana Yılı olarak ilan edilmesi nedeniyle yine Bulgaristan'da Mevlana'yı anlatan sevgi ve barış temalı saç modelleriyle 12 ülke arasından birinci olduklarını anlatan Cici, ''2009'da Ukrayna'da düzenlenen bir yarışmada 20 kategorinin 13'ünde ödül aldık. Gelin saçında, abiye topuzda ve kesim dalında 3 birincilik elde ettik. Türk kuaförleri Avrupa'da önemli bir yere geldi. Uluslararası arenada elde edilen başarılarla birlikte modaya da yön veren insanlarımız çıktı'' dedi.

Cici, örgü topuz ve nostaljik modellerde Türk kuaförlerinin dünyada yankı uyandırdığını, sanat ve estetiği ön plana çıkaran modellerle başarılı işlerin ortaya çıkarıldığını, Türkiye'yi felsefesi ve mesajı olan saçlarla dünyada tanıtmaya çalıştıklarını bildirdi.

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de son yıllarda bayanların saçlarında doğal renkleri tercih ettiğini ifade eden Cici, ''Bayanlar, son 2 yıldır özellikle rengini doğadan alan çikolata kahve ve sıcak kahve gibi renkleri daha çok tercih etmeye başladı. Öte yandan sarı renk ve röfle yine bayanların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor'' dedi.

Saç modellerini eskiden medyanın yönlendirdiğini ancak bu durumun değiştiğini belirten Cici, elinde ünlü sanatçıların fotoğraflarıyla kuaföre gelen kişilerin azaldığını bunun yerine kişisel tercihlerin ön plana çıktığını ve kişiye özgü saç modellerinin yaygınlaştığını belirtti.

Cici, üst gelir grubunun değil alt ve orta gelir grubunun saçına daha fazla zaman ayırdığını, ilgi gösterdiğini iddia ederek, ''Bu çelişkili durumu doyumsuzlukla açıklıyoruz. Alt ve orta gelir grubunda yer alan bayanlar kuaförlere daha fazla ilgi gösteriyor'' dedi.

Kaynak:Leyditurk.com

Gıdı sarkmasını dert etmeyin!

Gıdı sarkmasını dert etmeyin!Gıdı sarkmasından şikayetçiyseniz, yarım saat ile 1.5 saat süren bir operasyonla gıdınızdan kurtulmak mümkün.

Op. Dr. Osman Şenel, gıdı ve boyun estetiği hakkında bilgi verdi:

Gıdı estetiği kaç yaşından sonra yapılır?

Genelde gıdı bölgesindeki problemler 40'lı yaşlardan sonra daha belirgin olmaya başlar.

Gıdı estetiği hangi yöntemlerle yapılabilir? 

Erken yaşlarda sadece yağ birikmesi nedeniyle oluştuysa ve deride gevşeklik belirgin değilse, 'Gıdı Liposuction'ı en ideal çözümdür. Daha ileri yaşlarda yağ birikmesi ve deride gevşeklik olması durumunda 'Gıdı Liposuction'ı tek başına yeterli olmayabilir. Az miktarda deri gevşekliği de varsa kulak arkasına yapılan biriki santimlik kesilerle yapılan boyun askısı iyi sonuç verir. Deri gevşekliği belirgin ise, boyun germe operasyonu uygulanabilir. Deride fazla gevşeklik olmadan sadece kırışıklık varsa, bölge derisinin ilaç kremlerle aktivasyonu sağlanabilir. Ayrıca lazer de uygulanabilir. Botoks da gıdı bölgesi uygun olan hastalarda iyi bir seçenek olabilir.

Çok kilo verdikten sonra sarkan gıdı, en iyi şekilde nasıl toparlanır?

Hızlı kilo alıp verdikten sonra gıdı bölgesindeki deri gevşer. Böyle bir durumda boyun germe ameliyatı yapılmalıdır.

Gıdı estetiğinden sonra iz kalır mı?

Germe ameliyatlarında izin yüzde 90'ı kulak arkasındadır. İyi bir planlama sayesinde hastalar izlerden şikayetçi olmazlar. Son yıllarda daha az iz kalması için çeşitli lazer tedavileri kullanılıyor.

Gıdı estetiği operasyonları ne kadar sürüyor?

Sadece liposuction ise 20-30 dakika, liposuction ve germe ise 1-1.5 saat sürüyor. Hasta bir hafta içinde sosyal hayatına döner. Operasyon sonrası birkaç ay güneş koruyucusu kullanmak şart.

Kaynak:Sabah / Didem Seymen
Alıntı:Leyditurk.com

2010 Yılı Sonbahar Kış Modası

yeni mode trenler2010 Yılında Modada Neler Var
Yeni bir yıla başlamak demek, her şeye yeniden başlama şansına sahip olmak demek. Ancak büyük kararlara adım atmadan, önce vitrin değiştirip, stilinizi yenileyin! Yeni yılı niçin bu kadar severiz? Muhtemelen bunu yeni bir başlangıç için bir şans olarak görürüz, her şeyi daha iyi yapabileceğimiz yeni bir zaman dilimi olarak.

Zeki Triko Mayo Bikini modelleri

Mayo, bikini modellerinde en çok tercih edilen markalardan olan Zeki Triko mayo bikini modellerini sizlerin beğenisine sunuyorum. 2009 Zeki Triko bikini modelleri en çok tercih edilen mayo-bikini modelleri olmuştu. Bu yılda bu kalitesinden taviz vereceğini sanmıyorum.
İşte 2010 Zeki Triko mayo bikini modelleri :

2010 bikini modelleri, 2010 Zeki Triko bikini modelleri, Mayo Modelleri, zeki tiriko bikini modelleri, zeki tiriko mayo modelleri, zeki triko, Zeki Triko bikini fiyatları, Zeki Triko bikini modelleri, Zeki Triko mayo bikini modelleri, zeki triko mayo modelleri

Lee 2010 Yaz Koleksiyonu

Lee jeans yaz koleksiyonu yazın sıcaklığına karşı gayet çağdaş ve ferahlatıcı ürünlerle geldi. Görünümü, tasarımı ile yine güzel iş çıkaran Lee 2010 yaz koleksiyonundan birkaç ürüne aşağıdaki resimlerden bakabilirsiniz.
İşte Lee 2010 Yaz Koleksiyonu :

:lee, Lee 2010, Lee 2010 elbiseleri, Lee 2010 katalog, Lee 2010 ürünleri, Lee 2010 Yaz Koleksiyonu, lee elbise fiyatları, lee etek, lee fiyat, lee jeans, lee kot pantolon

15 Haziran 2010 Salı

Evlenince seks hayatı biter mi?

Evlenince seks hayatı biter mi?Acaba evli ve çocuk sahibi olmak, seksle bu kadar uyumsuz olmak zorunda mı?


Sürekli maruz kaldığımız bir sızlanmadır bu. Çoğunlukla, hatta belki de her zaman, bu durumdan şikâyet eden erkeklerdir. 

İçinde yaşadığımız toplum, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, sayısız toplumsal görevi olan 'birkaç kadın' yarattı; hepsi bir tane fiyatına. Tıpkı TV reklamlarındaki '3'ü 1 arada' şampuanlar gibi.

Her şeyden önce, modern kadın, kız arkadaş ya da sevgilidir, ki bu ikisi hemen hemen aynı anlama gelir. Seks bu rol için gerekli bir şeydir ve sevgili, rolünü gerçekleştirmek için elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Daha sonra, evlendiğinde, o artık sevgili değildir; eş rolünü benimser, ya da evin 'yönetici unsuru' demek daha doğru olur.

Antik çağlardan beri bu böyle. Bebek doğduğunda, kadın daha önce üstlendiği kız arkadaş, sevgili, eş rollerini unutarak bir 'öğretici unsur' haline gelir. Bütün ilgisi, yavrusuna bakmak için, farkında olmadan bu role odaklanır. Nihayet, bir büyükanne ya da ihtiyar bir kadın olduğunda seks tamamen ortadan kalkar.

Büyükanne aseksüel, cinsiyetsiz insan olarak görülür. Bu, insanoğlunun yaşadığı süre boyunca cinselliğini kullanmasa bile, seksüel olması sebebiyle tamamen yanlıştır. Partiye gitmek istediği için torunlarına bakmayı reddeden bir büyükanne düşünebiliyor musunuz? İmkânsız, öyle değil mi? Bu hiç hoş karşılanmaz.

Bizim toplumumuzda, büyükanne olmak, tıpkı ikinci hamilelik yaşamak gibidir. Çocuklu bir kadın çalışıyorsa, yeni bir rol daha üstlenir: Artık 'üretici unsur' haline gelmiştir. Michel Foucault'nun, "Çalışmak, arzuyu dizginlemek için icat edildi" demesi asla boşuna değildi. Kadınların bütün bu farklı sosyal rolleri, çiftler arasında yarattığı seks problemleri dışında, kimsenin sorgulamadığı 'normal' bir şey gibi kabul edilir.

CİNSEL ARZU HİÇ KAYBOLMAZ

Çoğu erkek, eşleriyle aralarında ortaya çıkan bu problemin üstesinden başka kadın ile geliyor. Bu, başta işe yarıyormuş gibi görünür. Ama dikkatli olun, bunun işe yaramasının mantıklı bir açıklaması var: Kadın, yeniden kız arkadaş, sevgili olmak için öteki rollerini bir kenara bırakmıştır. Erkek o kadınla evlenirse, uzun vadede o da eşinin yaptıklarının aynısını yapacaktır.

Birçok kadın hamilelikten sonra cinsel arzu hissetmediğini söylüyor. Cinsel arzu, kadının fiziksel durumu ile hiç ilgisi olmayan zihinsel bir aktivite olduğundan, bu besbelli yanlıştır. Aslında olan, aklın başka şeye doğru yönelmesidir. Ayrıca, söylediğim gibi, cinsel arzu asla kaybolmaz. Sadece başka yöne odaklanır.

Bunun bir çözümü var: Çocuklarla iletişim kurmak. Kadın çocuklara, zaman zaman anne ve babanın birbirini sevmesi gerektiğini anlatmalıdır. Kendilerine ayıracak zamanları olması gerekir; tabii ki bu, çocukları artık sevmediklerini göstermez. Çocuklu kadınların bunu anlamasının zor olduğunu biliyorum; fakat tek çözüm yolu budur. Önemli olan, bu noktayı dünyadaki en doğal şeymiş gibi anlatmaktır ve bu yüzden kötü anne olunmayacağına kendini inandırmak.

Kadın belli bir toplumsal rol üstlendiğinde, toplumun ona verdiği diğer rolleri unutmuş gibi gözükür. Bu, her kadının fark etmesi gereken büyük bir problemdir. Ben kadını, her zaman cep çakısı ile kıyaslarım. Bilirsiniz, çakının birçok fonksiyonu vardır: Bıçak, tirbuşon, tırnak törpüsü, makas olabilir. Değişik fonksiyonları olmasına rağmen çakı hâlâ çakıdır. Kadınlarda da aynen böyledir.

Kadının değişik toplumsal rolleri olabilir, ama o hâlâ kadındır. Sevgili, eş, çalışan, büyükanne olabilir ama o hâlâ cinsiyeti olan bir insandır. Kadınlarda olan şey, özellikle sevgili rolü olmak üzere, diğer toplumsal rolleri unutarak, hayatlarının belli bir kesiminde oynamaları gereken rolleri bütün olarak benimsemeleri. Sanki seks hayatlarının (sevgili rolünün), diğer aktivitelere nazaran daha az öncelikli olması gerekiyormuş gibi davranırlar. Bu, besbelli bir hata. Yani, bu problemin ikinci çözümü, durumu anlamaktır. Biz kadınlar, bir elin beş parmakları gibiyiz. Eğer eli kullanmak istiyorsak, beş parmağı birden kullanmalıyız. Aksi halde el işe yaramaz ve bundan dolayı da eksik kalırız.

Kaynak:Ekolay.net

Hamile kalmanız için 5 yöntem

Hamile kalmak için 5 ana yöntemZihin ve vücudun gebe kalmanızı sağlama yaklaşımı için bu beş ana yöntemi unutmayın

1. Rahatlatan Teknikler Uygulayın

Yoga, meditasyon ve vizüalizasyon, başarılı bir denge için vücut becerilerini artırır. Zihne hitap eden günlük aktiveleri düşünün ama orada bunlaradan vazgeçmeyin. Vücut-ortalanmış hipnozu kullanarak psikomatik pratiktiğimde başarılı oldum, imajeriden yararlandım, sadece çocuk doğurmayı değil aynı zamanda kısırlığı da etkiliyor. Rahatlamayla çiftleşen vizüalizasyon uyuşturucu etkileri, hormonol aktiviteyi ve dengeyi düzenleyen beynin ( limbik sistem) duygusal merkeziyle iletişim için güçlü bir tekniktir.

Rahminizi, fertil sağlık ve isteğin durumunda canlandırır. Relaksasyon bir bandı yapar veya bir profesyonel, yaratıcı bir ses bandında, konsepsiyon ve gebe kalmanın hissini alamıza yardımcı olur.

2 Duygusal İfadenize İzin Verin

Serbest bıraktığınız duygular, derin rahatlama için oldukça önemlidir. Sadece “pozitif düşünce”’nin bir formu olarak vizüalizasyonu kullanın. Duyguları serbest bırakmaksızın “negatif” duygu ve korkularınız olur, korku ve hayal kırıklığınızı önlemelisiniz sonucu depresyon olur.

Kızgınlığınızı, üzüntünüzü, hayal kırıklığınız ve korkunuzu bilin. Sizinle aynı duyguları paylaşan kişilerle görüşüp kendi duygu ve endişelerinizi paylaşın. Bu duyguları içinize atmaktansa başkalarıyla paylaşın ve hayal kırıklığına uğradığınız da ağlayın. Duygularınızı ifade etmeniz sizin daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır ve umutsuzluğun yerini umut alacaktır.

3. Rahat Olun

Kognitif yeniden yapılandırmayı uygulayın. Günlüğünüze duygularınızı yazın ama hayal kırıklığından kurtulma ve arzu ettiğiniz amacınızı devam ettirme konusunda yazın. Mesela, kendi kendinize söylediğiniz şeyler “asla bir çocuğum olmayacak” gibi yazdığınızda. Kaderinizin negatif yansıması gibi duygularınızı ifade etmek istediğinizde hayal kırıklığına uğradığınızı hatta sinirlendiğinizi hatırlayın. Duygularınızı anlama, ileri de sizin için yararlı olur. Bunun yerine, gerçekçi olun ve gerçekleri yazın, “gebe kalabilmek için her şeyi göz alıyorum.”deyin.

4. İhtiyacınız Olan Desteği Alın

Gebe kalma isteğiniz ve yeteneksizliğiniz “bebek yapmak”, sizi şaşırtacak duyguları sağlar. Kadınların evlilik ilişkilerinin yanında iş yerlerinde kendilerine olan güvenlerini ve performanslarını etkileyen yetersiz barınma duyguları, kadınlar da yaygındır.

İhtiyaçlarınızı tahmin edin. Sizi bunaltacak bu duygulara izin vermeyin. Bunun yerine, arkadaşlarınızdan veya profesyonel kişilerden destek alma; öğrenme ve büyüme hususunda bir şans yakalamak için bu fırsatı kullanın.

Destekleyici grup terapisi, gebe kalmayla ilişkili olan çalışmalarda bir tedavi bölümüdür. Duyguları paylaşma hem sizin bu konu da yalnız olmadığınızı hem de bu sorunları atlatmanıza yardımcı olabilir. Bu gruplar, kendine güven, evlilik, aile, arkadaşlar ve çalışma üzerindeki kısırlık duygularına odaklanır. Duygularınızı paylaşma, duygularınızı içinize atmanızdan çok daha yararlı olacaktır.

5. Geç Kalmayın!

Tedavi araştırmaları sadece gebe kalmanıza değil aynı zamanda uzun süredir kısırlık yüzünden girdiğiniz depresyondan kurtulmanıza yardımcı olabilir. Günümüzdeki depresyon tedavisi, kök tehlike döngüye yardımcı olabilir.

Kaynak: leyditurk

Burcunuza göre nasıl bir eş?

Burcunuza göre nasıl bir eşle mutlu olunurKadınlar burçlarına göre, eşlerinde ne gibi özelliklere dikkat ederler? İşte yanıtları Haber detayımızda.

İşte burç özellikleri

Koç kadını: Yükselebilen, sert mizaçlı bir eş arar.

Boğa kadını: Ateşli, yaratıcı zevklere sahip, cinselliği güçlü bir eş arayışı içindedir.

İkizler kadını: Eşi ruhsal açıdan güçlü ve düşünceli olmalıdır.

Yengeç kadını: Babası türünde, sahiplenen bir eş ister.

Aslan kadını: Eşi kendini gösterebilen ve otoriter biri olmalıdır.

Başak kadını: Pratik ve akıllıca yaşayan, iyi kazanan bir eş arar.

Terazi kadını: Eşinin endişelerden uzak, dürüst, kibar ve yaşamı seven biri olması gerekir.

Akrep kadını: Gösterişten uzak, sabırlı ve seksi bir eş ister.

Yay kadını: Memuriyete uyabilecek bir eş tipi idealdir.

Oğlak kadını: Tutumlu ve ne yaptığını bilen, sağduyulu bir eş arayışı içindedir.

Kova kadını: Modern, teknolojiden anlayan, orijinal bir eş arar.

Balık kadını: Ona kurban olabilecek ve üzüntülerini dindirecek bir eş ister.

Burçlarına göre erkekler, eşlerinde ne gibi özellikler ararlar?

Koç erkeği: Aradığı kadın erkek gibidir. Erkeksi bir eş arar.

Boğa erkeği: Şehvetli, doğal ve dişilik özellikleri gösteren bir eş arar.

İkizler erkeği: Entellektüel kadınları sever. Eşi konuşkan olmalıdır.

Yengeç erkeği: Annesi gibi düşünen bir eş arar.

Aslan erkeği: Tatlı dilli, gösterişli bir eş arayışı içindedir.

Başak erkeği: Sade, doğal, kendi halinde biri olmalıdır.

Terazi erkeği: Eşinin kültürlü biri olması gerekir.

Akrep erkeği: Heyecanlandırabileceği, cinselliği güçlü bir eş ister.

Yay erkeği: Sosyal mevkisi iyi olan, hayata karşı dimdik durabilecek bir eş arayışı içindedir.

Oğlak erkeği: Kariyer sahibi, sadık bir eş arayışı içindedir.

Kova erkeği: Kendini yenileyebilen, kimseye benzemeyen, farklı bir eş peşindedir.

Balık erkeği: Eşi duygusal bir kadın olmalıdır.

Kaynak:Ekolay
Resim:Ekolay

Çapkın erkek nasıl uslanır?

Çapkın erkekler nasıl uslanırSiz bayanlar. Çapkın erkeği uslandırmanın yollarını biliyormuydunuz işte yöntemleri

Uslanmaz İflah olmaz erkekler bu formülle yola gelecek...

Aşkın kimyasını enine boyuna araştıran bilim adamları artık küçük bir genetik müdahale ile yılların uslanmaz çapkınlarını dünyanın en sadık eşine çevirebilecek.Yani kişiyi iflah olmaz bir çapkın veya sadık bir aşık yapan şeyler beyinde gizli. Eğer beyin kimyası aşk ve tutku'yu birleştirebilen bir yapıdaysa o beynin sahibi ister istemez çapkınlığa elveda diyor, gözü 'eşinden başkasını görmüyor.

ŞEFKAT ARIYORSANIZ

Bilim adamları, erkeklerin daha şefkatli ve tek eşli olmasını belirleyen geni keşfettiler. ABD'nin Atlanta kentindeki Emory Üniversitesi bilim adamları Tom Insel ile Larry Young'ın fare türleri üzerinde yaptıkları araştırma çok ilginç sonuçlar ortaya koydu. Sürü halinde veya tam tersine tek başına yaşayan, tek eşli ya da çok eşli gibi birbirlerinden oldukça farklı yaşam tarzları olan fare türleri arasında yapılan araştırmalar tek bir genin erkek cinsin sosyal ve monogam olma gibi özelliklerini belirdiğini kanıtladı.

Insel ve Young erkek cinsin davranış biçimleri üzerinde etkili olan genetik faktörleri belirlemek istedi. İki bilim adamı bu amaçla normalde anti sosyal ve çok eşli olan laboratuvar faresine bunun tam tersi özelliklere sahip yani sadakatıyla meşhur, tek eşli ve sosyal bir canlı olan tarla faresi geni aşıladı. Tarla faresi aşılanan labortuvar faresi sürü halinde yaşayan ve oldukça sosyal olan tarla faresinin davranış özelliklerini aynen benimsedi. Yani, hem sosyalleşti, hem de tek eş seçerek ona karşı çok sevecen davranmaya başladı.

TEK EŞLİ VE SEVECEN

Bilim adamları söz konusu genin insan dahil birçok memelide bulunan vasopressin adlı doğal hormonun salgılanmasına yol açtığını, bu hormonun da erkeklerin saldırganlık, iletişim kurma yeteneği ve cinsel davranışlarını etkilediğini belirttiler. Tek eşli ve sevecen tür farelerde DNA sarmalınının ötekilere oranla daha uzun olduğu ve dolayısıyla vasopressin adlı hormon salgısını ateşlediği anlaşıldı. Sosyal olmayan farelerde DNA daha kısa çıktı.

İYİ KOCA NASIL OLUR

İlk kez yapılan bu deney sonunda anatomisi, kimyası, pskilolojisi hakkında az şey bilinen beraber yaşama, tek eşe bağlanma gibi sosyal formasyonlar hakkında bilgiler artacak. Yani iyi bir koca nasıl olunur veya hangi tür erkek iyi koca olur gibi yanıtsız kalan sorulara tatmin edecek yeni cevaplar üretilebilecek.

CİLVE NAFİLE

Deneyin kahramanı tarla fareleri bilim dünyasında sadakatleriyle ünlü. Eldeki bilgilere göre, bu hayvanlar cinsel erginlik dönemine girer girmez ilk tanıştıkları eşleriyle başlattıkları beraberliklerini ömürlerinin sonuna kadar götürüyor. Erkekleri için hiçbir dişinin aşk oyunu, cilvesi onları yoldan çıkarmaya yetmiyor. Eşi çok erken yaşta ölse bile ömürlerinin geri kalan yıllarını yine de tek başlarına geçirmeyi tercih ediyor. Harama uçkur çözülmüyor

DÜPEDÜZ BAĞIMLILIK

Dr. Insel'e göre, aşk düpedüz bağımlılık. Bağımlılığı oluşturan hayvanlar eşlerini asla terk etmiyor. Bu beyin kimyası ve sonuçta bağımlılık olgusu memelilerin de dahil olduğu hayvanlar aleminin yüzde 3'nde var.

EVLENMEDEN OXCYTOCİN'İNİ ÖLÇTÜRÜN

Sadakat oxcytocin ve vasopressin denilen iki tür hormonla ilgili. Oxcytocin sosyal davranışlar üzerinde etkili olurken, ‘vasopressin’ hafızayla ilgili. Tarla farelerinde ilk cinsel beraberlik ve çift oluştuğunda beyindeki bu iki hormon üretimi artıyor. Yapay olarak bu hormonların miktarı değiştirilince de paralel olarak farelerin cinsel davranışları da değişiyor. Dr.Insel bu hormonların insan ve çoğu hayvanda olduğunu söylüyor. Ancak tek eşlilerde beynin bağımlılık ve özlem duygusunu kontrol eden bölgesinde ortaya çıkıyor. Yani sadık aşıklar, beyinlerindeki bu hormonal dengeler nedeniyle partnerlerine bir tür bağımlı hale geliyorlar.

GELELİM TARLA FARESİNE

Deneyin bundan sonraki aşamasında sözü edilen sadık aşık tarla faresinden alınan genler, önüne gelen dişiyle yatan çapkın farelere verildi ve sonuçlara bakıldı. Gerçekten de tarla faresinin geni verilen çapkın fareler akıllanıp eşlerine son derece sadık aşıklar haline geldi. Dr. Insel araştırmalarından insanlar için bir aşk iksiri üretilmesi gibi bir sonuç çıkmayacağını ancak ebeveynleriyle normal bir ilişki geliştiremeyen otistik çocuklar için ilaç yapılabileceğini de belirtti. Demekki neymiş, 'ille de sadık koca isterim' diye tutturanlar, doğru bir laboratuvara gidip, müstakbel eşinin oxcytocin' ve vasopressin' düzeyine bakıp öyle "evet demeli...

Kaynak:Bugün

Gelinlik için sizlere 10 ipucu

Gelinlik seçmek eğlenceli bir iş gibi görünse de oldukça stresli ve zorlayıcı şartlarla daralan zamanda sizi iyice bunaltabilir. Vereceğimiz ipuçlarıyla mükemmel gelinliğe zahmetsiz ulaşabilirsiniz.

1) ERKEN SAATTE RANDEVU ALIN

En iyi servis için, mağazalardan hafta içinde bir gün en erken saatte randevu almaya çalışın. Bu saatlerde mağazalar daha sakin, çalışanlar çok daha ilgili olur.

2) DAVETLİ LİSTESİNİ KISALTIN

Her ne kadar bütün arkadaşlarınızın sizinle gelinlik seçmeye gelmesini isteseniz de, gelinlik tasarımcısı Claire Pettibone ekibinizi küçük tutmanızı tavsiye ediyor. "Ne kadar kalabalık olursa gelinin kafası o kadar çok karışır" diyor. Fikirlerine ve zevkine güvendiğiniz bir, en fazla iki kişiyi çağırmanız yeterli olacaktır.

3) YATAKTAN YENİ ÇIKMIŞ GİBİ GÖZÜKMEYİN

Gelinlikler ne kadar güzel olursa olsun, siz mükemmel gözükmediğiniz sürece elbiseye aşık olmanıza imkan yok. "Normal bir günde sabah işe giderken hazırlanıyormuş gibi düşünün" diyor Gabriella New York Bridal Salon'un sahibi Gabriella Risatti. Saçınız ve makyajınız hep yaptığınız gibi olsun. Biraz allık, maskara ve dudak parlatıcısı kullanabilirsiniz. Denediğiniz gelinliklere makyaj bulaşır diye korkmayın, mağaza çalışanları bu konuya mutlaka dikkat edeceklerdir.

4) PUANTİYELİLERİ EVDE BIRAKIN

"Kaç gelinin desenli iç çamaşırıyla gelinlik denemeye geldiğine inanamazsınız," diyor Pettibone. Ten rengi askısız bir sutyen ve yine ten rengi dikişsiz g-string giymenizi öneriyor ki sizi rahatsız edebilecek bir görüntü oluşmasın. Provalara yanınızda korse getirerek elbisenin üzerinizde en güzel şekilde durmasını garantileyebilirsiniz.

5) ÖLÇÜLERE DİKKAT!

Gelinlik normalde vücudunuzun en geniş bölgesine göre seçilir. Fakat bazı tasarımcılar değişik göğüs ve basen ölçülerine göre de özel modeller yapabiliyorlar. Aklınızda olsun. Gelinlik bedenleri normal elbiselere göre iki beden daha büyük olurlar. Etiketi görünce sakın korkmayın.

6) ACİLEN AYAKKABILARINIZI SEÇİN

Elbisenize karar verdikten sonraki ilk provanıza mutlaka düğününüzde giyeceğiniz ayakkabılarınızı da götürmelisiniz. "Gelinliğin etek boyunu kesin topuk ölçüsü olmadan ayarlamamız mümkün değil" diyor Risatti.

7) GELİNLİK SEÇİMİNDE ERKEN DAVRANIN!

Gelinlik tercihinizi son haftalara bırakmayın. Gelinliğin düğün tarihinden en az beş ay öncesinde seçilmesi tavsiye ediliyor.

8) ZAMAN AYIRIN

Gelinlik satın alırken fiyatlar sadece malzemeye göre değil, modele göre de değişebiliyor. Tafta, organze, ipekli gibi lüks kumaşlarda da modele göre değişen fiyat aralıklarında seçenekler mevcut. Hem bütçenize hem de zevkinize en uygun modeli bulabilmek için tek yapmanız gereken biraz zaman ayırmak.

9) İMZA ATMADAN ÖNCE EMİN OLUN!

Gelinlik satın alırken ücretin bir kısmını depozit olarak ödeyeceğinizden, karar verirken iyi düşünün. Sipariş ve tadilat sonrasında paranızı geri almanız pek de mümkün değil.

10) DİYETİ ABARTMAYIN

Düğün gününüzden bir hafta önce ölüm orucuna başlamak size çok çekici gelse de, her zamanki rejim planınızı ve sporunuzu uygulamaya devam etmeniz daha uygun olabilir. "Gelinlere son provadan sonra ki -bu genelde düğünden yaklaşık iki hafta önce olur- daha fazla kilo vermemelerini tavsiye ediyoruz" diyor Risatti.

Kaynak: Instyle Wedding
Alıntı:Ekolay

Tuzu azaltın ömrünüze ömür katın

Tuzu azaltarak ömrünüze ömür katınUzmanlar tuzun yol açacağı zararlardan korunmak için günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmamasını öneriyor.

Tuzun fazlası sadece ödem yapmakla kalmayıp çok ciddi sağlık sorunlarına da yol açıyor. Uzmanlar tuzun yol açacağı zararlardan korunmak için günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmamasını öneriyor.

Tuzun insan bedenindeki sıvıları dengelemek adına çok önemli bir görevi bulunuyor. Diğer yandan vücudun ihtiyaç duyduğundan daha fazla tuz, sayısız sağlık sorununa yol açıyor. Kanımızda litre başına 7 gram tuz olduğunu ve gerekli suyun alındığı durumlarda bile tuz eksikliğinden dolayı vücuttaki su miktarının normalin altına inerek tehlike oluşturduğunu söyleyen Levent Cerrahi ve Tanı Merkezi Dahiliye Uzmanı Dr. Ergün Koçer, "Yetişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacı 6 - 10 gr. arasında değişiyor. Türkler ise geleneksel fırın ekmeği tüketimiyle günde 16 - 20 gr. tuz tüketiyor" diyor.

HASTALIK RİSKİ YÜZDE 25 DÜŞÜYOR

İngiliz Tıp Dergisi'nde yayınlanan yeni bir araştırma, daha az tuz tüketmenin kalpdamar hastalıkları riskini dörtte bir, kalp krizi riskini ise beşte bir oranında azalttığını ortaya koyuyor. Bu çalışmayla, fazla tuz tüketiminin kan basıncını yükseltip, yüksek tansiyon, kalp krizi ve inme riskini artırdığı yönündeki bağlantı bilimsel olarak kanıtlanıyor ve tuzun insan sağlığına verebileceği zararın boyutları ortaya konmuş oluyor.

Günlük beslenmelerinde tuz tüketimini azaltan kişilerin, gelecek 10 -15 yıl içinde kalp-damar hastalıklarına yakalanma olasılıkları yüzde 25 oranında azalıyor. Bu kişilerin bu hastalıklar nedeniyle yaşamlarını yitirme riskleri ise yüzde 20 oranında düşüyor. Londra St George's Hastanesi'nde yapılan yeni bir çalışma, tuz tüketiminin azaltılmasıyla kalp hastalığı, kalp krizi ve inme geçiren insan sayısının gerileyeceğini ortaya koyarak daha önce yapılan çalışmalarda bu yönde bir kanıt bulunmadığına dikkat çekiyor. Günlük tuz tüketim miktarının azaltılmasının, hastalık risklerine karşı etkisine dikkat çeken çalışmayı yürütenler, tüketilen tuzun dörtte üçünün, alınan gıdaların içinde bulunduğunu, günlük 6 gram tuz tüketimi hedefinin ise yediklerine dikkat etmeleri durumunda çoğu insan için ulaşılabilir olduğunu belirtiyor.

Tuz yerine baharat tüketin

Dr. Ergün Koçer, tuz yerine bitki ve baharat tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle limon ve limon suyu, kaliteli sirkeler, kurutulmuş baharatlı bitkiler lezzet unsurunu artırma ve tuza olan özlemi azaltmaya yardımcı besinler olarak görülüyor. Vücudun sodyum dengesini sağlamakla yükümlü organı olan böbrekler, fazladan alınan sodyumun büyük kısmını kolayca atsa da bu organın eksik çalışması durumunda vücut fazla tuzu atamıyor ve bu durum sodyum birikimi nedeniyle yüz, bacak ve ayaklarda şişlikler meydana getiriyor. Vücutta aşırı sodyum birikmesi sonucu oluşan bu belirtilere tıp dilinde "ödem" adı veriliyor.

Kaynak:GAZETE HABERTURK - CEYDA ERENOĞLU

Related Posts with Thumbnails
Dantel Modelleri Örgü Modelleri Hobi Dünyası
En güncel Kadın Giyim Moda sitesi.