31 Mart 2010 Çarşamba

Kadın ve erkeklerin kıskançlık göstergeleri farklı mıdır?

Kadın mı Yoksa Erkek mi Daha Kıskanç?Kıskançlıklar, aşkın bir göstergesi midir? Varlığı kadar yokluğu da tehlikeli midir?

İlişkiler söz konusu olduğunda aklımıza gelen bu sorulara hala cevaplarını bulunamazken bilinen bir gerçek var ki o da aşırı kıskançlığın tehlikeli sonuçlar doğurabildiğidir. Anadolu Sağlık Merkezi'nden Uzman Psikolog Aylin Sezer kıskançlık ile ilgili soruları cevapladı.

Kıskançlık insanın doğasında mıdır yoksa sonradan mı öğrenilir?
Kıskançlığın insanın doğasında mı olduğu, yoksa sonradan öğrenilen sosyo-kültürel bir kavram mı olduğu hala tartışılıyor. Evrim teorisine göre kıskançlık, kadın ve erkek için farklı evrimsel güçler tarafından şekillendirilmiş doğal bir tepki.

Cinsiyet farklılıkları da insanın evrimsel tarihi boyunca karşılaştığı farklı üreme bedelleri ve uyum problemlerine bağlı olarak gelişiyor. Evrim teorisine göre, döllenme kadın vücudunun içinde gerçekleştiği için anne çocuğun kendisinden olduğundan emindir, oysa baba bundan hiçbir zaman yüzde 100 emin olamaz. Kadının  onu cinsel anlamda aldatması, erkeğin ilerde çocuğun sorumluluğunu üstlenirken soyunu devam ettirememesi anlamına gelir. Kadının böyle bir sorunu  olmamakla birlikte eşinin olanaklarına ve desteğine ihtiyaç duyar. Evrimsel teoriye göre bu nedenle eşin başka bir kadına aşık olup, zaman ve olanaklarını  ona yönlendirmesi kadın için bir tehlikedir.
  
Sosyo-kültürel yaklaşıma göre ise kıskançlık, sosyal ve kültürel bir olgudur. Kişi yaşadıkça, içinde bulunduğu toplumun yarattığı ilişki kurallarına göre kıskanmayı öğrenir. Kendi anne ve babasının ilişkisi o kişinin karşı cinsle ilişkisinde bir model olacaktır. Onların sevgi, saygı, sadakat, kıskançlık tanımlarını öğrenen çocuk, büyüdüğünde kendi ilişkisinde bu tanımlara uygun davranacaktır. Cinsiyet farklılıkları da kadın ve erkek için kıskançlık yaratan durumları ve uygun tepkileri tanımlayan sosyal kurallardan etkilenir.

Kıskançlık aşkın göstergesi midir?
Kıskançlık aşkın göstergesi değildir. Aşk, aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur. Olağan sevmeden, kişinin duygularını yönetmede zorluk yaşaması durumuyla ayrıştırılabilir. Özellikle ilişkilerin başında yaşanan bu duygu zamanla, ilişki olgunlaştıkça yerini daha kontrol edilebilir ve kalıcı duygular olan sevgi, güven ve sadakate bırakır. İnsanın sahip olduğu bu değerli şeyi kaybetmekten endişe duyması beklenen bir durumdur. Bu sebeple, birbirini gerçekten seven iki insanın arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır, fakat sahiplenme duygusunun aşkla alakası yoktur. Kıskanç kişiler sevilmeye aşırı ihtiyaç duyar. Yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygusuyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmak istemezler.

Kıskançlık yaşayan kişiler bir yandan ilişkilerini sürdürmeye çalışırken, bir yandan da özgüvenlerini korumaya çalışırlar. İlişkiyi korumaktaki amaç daha fazla yaşantı paylaşmakken, aşırı kıskanç kişiler bunu ancak tehdit ederek, zor kullanarak ya da küserek sağlayabileceklerine inanırlar. İlişkinin bir rakip tarafından tehdit edildiğini hissettikleri zaman da bu rekabette kaybedeceklerini, sevilmediklerini, sayılmadıklarını düşünürler.

Kıskançlık, içerisinde hangi duyguları barındırır?
Kıskançlık içerisinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygularını barındırır. Özgüven zayıfladığı zaman kişi kendini yetersiz, değersiz hissetmeye başlar. Sahip olduğu sevgiyi hak etmediğini ve kaybedeceğini düşünür. Bu endişe de kıskançlık duygusuna ve onunla baş etmek için gösterilen sağlıksız davranışlara sebep olur. Aşırı kıskanç kişi, eşini devamlı kontrol eder, takip eder, onun yaşantısını sınırlar ve üzerinde bir baskı oluşturarak onu kaybetmeyeceğini düşünür. Oysa sadakat tehditle değil sevgiyle sağlanır. Kıskançlık sonucu sergilenen takip etme, baskı altında tutma, öfke, şüphecilik gibi tutumlar karşı tarafı daha da uzaklaştırır.

Kadın ve erkeklerin kıskançlık göstergeleri farklı mıdır?
Sadakat kıskançlığı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Eşlerin birbirlerini cinsel veya duygusal anlamda aldatması çoğu ilişkiyi derinden etkiler. Her iki cinste de kıskançlık görülse de, kadınlar ve erkeklerin kıskançlık bakımından farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar kadınlar duygusal bir aldatma karşısında daha çok etkilenirken, erkeklerin cinsel bir aldatmada daha fazla kıskançlık yaşadığını göstermektedir.

Çiftler, zarar verici kıskançlığın önüne nasıl geçebilirler?
Descartes'e göre "Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur". Kıskançlığa, öfke, değersizlik, çaresizlik, yetersizlik, yalnızlık gibi duygular eşlik eder. Birçok kişi geçmiş yaşantılarının yaralarını içinde taşır ve süren  ilişkisinde bu yaraları iyileştirmeye çalışır. Önemli olan, bu yaraları tanımak ve bugünkü ilişkiye taşımamaktır. Karşılıklı güven için iletişimin açık olması önemlidir. İmalı sözlerden, üstü kapalı eleştirilerden ve küskünlüklerden kaçınmak gerekir. Bu noktada, kıskançlığa ılımlı yaklaşmak ve eşleri karşılıklı konuşmaya teşvik etmek önemlidir.

Kadınlar mı daha kıskançtır erkekler mi?
Kadınlar ve erkekler arasında kıskaçlık derecesi bakımından bir fark aramak anlamlı olmasa da, kıskançlık, tepkileri farklılaşmaktadır. Kadınların, görece daha yapıcı davranıp, alttan alarak, kendi hak ve isteklerinden vazgeçtikleri, erkeklerin ise tehdit ve kaba kuvvetle kıskançlıklarıyla baş etmeye çalıştıkları görülmektedir.

Kıskançlık ne zaman tehlikeli boyuta ulaşır?
Eşin telefonlarını dinlemek, takip etmek, eve gelince perdeleri, banyoyu, yatak odasını kontrol etmek, eşi akrabalar dahil kimseyle görüştürmemek, her anlatılan olayın altında bir anlam aramak aşırı kıskançlığa girer ve tedavi edilmesi gereken bir davranış bozukluğudur.

Aşırı kıskançlık nasıl tedavi edilir?
Tedavide amaç, kişinin kıskançlık duygularının altında yatan duygu ve düşüncelere ulaşmaktır. Kişiden kıskançlık hissettiği anlardaki düşüncelerini incelemesi ve kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmesi istenir. Bu duygu ve düşüncelerin farkına varmak, onları ayrı ayrı ele almaya ve rasyonel (mantıklı) olup olmadıklarına daha tarafsız bakmaya olanak tanıyacaktır. Kişiye sevilmeye değer bir insan olduğu vurgulanmalı, kendi değersizlik hislerinin altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Bu noktada önemli olan, hem kişinin geçmişten getirdiği olumsuz algı ve ihtiyaçları belirlemek, hem de bu olumsuz duygularla baş etmesi için daha sağlıklı yollar bulmasına yardım etmektir.

Kış ayında alınan kilolar psikolojiyi bozuyor

Kış ayında alınan kilolar psikolojiyi bozuyorKıyafetlerin birçoğu dar geliyor. Birçok kişi zayıflamak adına diyet yapıyor ve spor salonlarına gitmekte..

Kışın alınan kilolar psikolojiyi bozuyor

Bahar mevsimi ve havalar ısındıkça insanın da içi ısınıyor. Kış boyunca alınan kilolar artık daha fazla göze çarpıyor. Kıyafetlerin çoğu dar geliyor. Birçok kişi zayıflamak adına diyet yapıyor ve spor salonlarına gidiyor.

Kilolar sadece bedenen değil ruhen de bizi etkiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, kilo kontrolünün özellikle kadınlarda depresyonu tetikleyen bir unsur olduğunu belirtiyor ve depresyona varabilecek kilo problemleri ile ilgili şunları anlatıyor.




Kilo alımı ruhsal problemlere yol açıyor

Beslenmedeki yanlış alışkanlıklar, yaşanan iş stresi ve benzer birçok problem ile kilo alımı hızlı olarak gerçekleşebilir. Alınan kilolar ise fiziki ve ruhsal birçok probleme yol açabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, kilolu olup da "ben kendimle barışığım" diyenlerin çoğunun gerçeği yansıtmadığını ifade ediyor ve ekliyor:

'Aslında kilo, başlı başına yoğun bir anksiyete nedenidir." Kilo almanın depresyona neden olabileceği gibi depresyonda olmanın da kilo almayı beraberinde getirebileceğini belirten Yavuz, kilo almanın muhtemelen artan stres veya duygusal bir aksaklık sonucu ortaya çıkacağını söylüyor.

Kilo almaya başlayan kadın kendini sorgulamalı

Dr. Yavuz, yemek yemenin birçok kadın için hem rahatlama hem de kızgınlık kaynağı olabileceğini, spor yapmaktan kaçan ve kilo almaya başlayan bir kadının mutlaka kendini sorgulaması gerektiğini söyledi. Durumun kısa bir süre sonra kısır döngüye dönüşeceğini ve kilolu olma gerçeğine daha fazla yemek yiyerek karşılık verip spor yapmaktan kaçınarak kiloların alıp başını gidebileceğini vurguladı.

Depresyon sonucu kilo alan bayanların antidepresan konusunda dikkatli olmaları gerektiğini aktaran Dr. Yavuz, "Böyle bir tedavinin sonucu yine kilo almak olabilir, bu antidepresanlardan kaçmak için bir neden değildir fakat fazla kilolarla baş etmek için kullanılacak bir yöntem de değildir" açıklamasını yaptı. Depresyon nedeniyle ilaç kullanan kişilerin kilolarını sık sık takip etmeleri, eğer kontrolsüz bir kilo alma söz konusu ise derhal hekimleri ile görüşmeleri gerektiğini özellikle vurguladı.

Hamilelik geçirenler ve masa başı çalışanlar risk altında

Dr. Mehmet Yavuz, kadınların kilo almaya en müsait oldukları dönem olarak bilinen gebelik dönemi ve sonrasında vücutta kalan fazla kiloları atmak için bir çaba harcanmıyorsa ve gerçekleşen birden fazla doğum varsa yine şişman adayı bir kadınla karşı karşıya kalırız açıklamasında bulundu. Doğum dışında kadının hayatında oluşan çeşitli değişiklikler nedeniyle fiziksel aktivitelerinin azalması, örneğin bedensel olarak aktif olduğu bir işten masa başı bir işe geçmesi, iş bırakma veya emeklilik, araba kullanmaya başlamak gibi nedenlerle enerji tüketiminin azalmasının da kilo kontrolünde sorunlara yol açtığını söyledi.

Dr. Yavuz, şişmanlığın artışına neden olan etkenler arasında yaşlılık, beslenme alışkanlığının ayaküstü yenen tost, sandviç, pizza gibi hazır yiyeceklere kaymasının da bu duruma zemin hazırladığını belirtti. Ayrıca toplumda yaşamanın, evliliğin, alkol tüketimindeki artışın ve en önemlisi genetik özelliklerin de kilo almada etkili olduğunun altını çizdi.

Depresyondan kurtulmak için beslenmenizi değiştirin

Toplum olarak beslenme tarzının özelliklerinin de şişmanlık için belirleyici olduğunu vurgulayan Dr. Yavuz, çok yağlı yemek türleri fazlaca tüketiliyorsa ya da özellikle sanayileşmekte olan ülkelerde tercih edilen hazır yemek türleri tüketiliyorsa şişmanlığın toplumsal bir sorun haline gelebileceğini belirterek bireyleri beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri konusunda uyardı.

Dr Mehmet Yavuz, kişilerin daha sağlıklı beslendikleri sürece hem kilo vereceklerini hem de depresyondan kurtulabileceklerini açıkladı.

Kilo Depresyonundan Kurtulmak için öneriler…

Dr. Yavuz, kilo vermek için ya da almamak için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıralıyor:

- Sabah kahvaltısı yapın. Öğün sayısını azaltmadan 3 öğün yemek yiyin, hatta ara öğünlerle günlük öğün sayınızı arttırın.

- Sebze ve meyve tüketimini artırın.

- Alkol tüketiminizi azaltın veya tamamen bırakın. Alkol, yüksek kalorisi nedeniyle gün boyu tatlı isteğinizi de artıracaktır.

- Çikolata, bisküvi gibi besin değeri düşük ama kalorisi yüksek besinler yerine taze veya kurutulmuş meyve yiyin.

- Yemeğinizi yavaş yiyin. Hızlı yemek yediğinizde, doyduğunuzu anladığınız zaman zaten gerektiğinde fazla yemişsinizdir.

- Hayvansal yağlardan kaçının. Tavukların derilerini, etlerin yağlı kısımlarını ayırın.

- Katı yağlar yerine, zeytinyağı, ayçiçeği yağı ve mısırözü yağı gibi bitkisel yağlar kullanın.

- Bol su için.

- Mümkünse her gün aynı saatte kalkın.

- Yemeklerden sonra dişlerinizi fırçalayın. Diş fırçaladıktan sonra muhtemelen canınız bir şey yemek istemeyecektir.

- Tatlı yemekten kaçının. Daha az tatlı tüketin.

- Tuz ve şeker kullanımınızı azaltın.

Kadınlar regl dönemlerinde işte böyle değişiyor!

Kadınlar regl dönemlerinde işte böyle değişiyor!Pek çok bayanın ortak sorunu adet öncesi gerginliği. Kadınlar regl dönemlerinde işte böyle değişiyor!

Baş ağrısından öfkeye kadar bir dizi şikayete yol açan bu sendroma karşı çeşitli tedavi yöntemleri uygulanıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Kliniği Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk, bu durumun bir hastalık olmadığı için kadının yaşam kalitesini ve sağlığını artırmak için tedavi uygulandığını söylüyor.




Kadınlar her ay adet dönemlerine yakın fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşıyor. İşyeri ve aile içi tartışmaları en çok bu dönemde oluyor. Çünkü kadınların hoşgörüsü, sabrı, dayanma gücü en aza iniyor. Gece sürekli delinen uyku, şiddetli baş ve karın ağrıları, halsizlik, aşırı tatlı yeme isteği, mutsuzluk, karamsarlık duygusu kadınları esir alıyor. Her ay tekrarlanan Adet Öncesi Gerginlik Sendromu olarak tanımlanan bu değişiklikler, kadınların hayatını zorlaştırıyor. Kadınların bu zor anlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak ve hayatını kolaylaştırabilmek amacıyla Acıbadem Maslak Hastanesi'nde Adet Öncesi Sendromu yaşayan kadınlara özel bir klinik kuruldu.

"Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Kliniği" Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk, adet öncesi dönemde her 100 kadından 95'inin fiziksel ve ruhsal gerginlikler yaşadığını, yüzde 40'ının ise bu gerginlik yüzünden günlük yaşamda sorunlarla karşı karşıya kaldığını, bunların da yüzde 5-10'unun çok ciddi boyutlarda rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor.

Üstelik bu belirtiler her kadına göre de değişiyor. Sendrom; adetten 2–14 gün öncesinden başlayan fiziksel ya da ruhsal çok değişik bulguların ortaya çıkması fakat adet kanamasıyla birlikte 10–12 günlük süre içinde kaybolması, adeta değişik bir kişilik yapısında hayatını sürdürmesi, ay ve ay tekrar etmesi ile kendini belli ediyor.

SARA, MİGREN ATAKLARINI ARTIRIYOR

Adet öncesi dönemde kendi tanısını almış birçok tıbbi rahatsızlık (sara, migren, astım nöbetleri, alerjik reaksiyonlar gibi) artabiliyor. Bu hastalıklar kendilerine özgü tedavilerinin yanısıra, Adet Öncesi Gerginlik Sendromu'nun tedavisinden de yarar görebiliyorlar. Sara hastası bir kadın adet öncesinde hastalığıyla ilgili bir alevlenme yaşıyorsa, Adet Öncesi Gerginlik Sendromu tedavisinden de sara adına yarar görebiliyor.

PROGESTERON HORMONU VÜCUDUN DÜZENİNİ ALTÜST EDİYOR

Adet öncesi döneminde salgılanan progesteron hormonuna vücut ve beyin uygunsuz tepkiler gösterebiliyor. Tamamen doğal ve fizyolojik olan bu biyolojik süreç de vücudun progesteron hormonunun azalıp yükselmesine verdiği bir anlamda uygunsuz tepki veriyor. Kültürel yapıda ağrının algılanmasında önemli bir etken. Kadının ekonomik ve sosyal özgürlüğüne kavuştuğu kültürlerde bu bulgular daha çok ruhsal yönden ortaya çıkıyor. Ruhsal bulguların ortaya konmasının kabul görmediği kültürlerde fiziksel bulgularla ortaya çıkıyor, eşine bağırmanın hoş karşılanmadığı kültürde bel ağrısıyla kendini gösterebiliyor.

HASTAYA 'ADET GÜNLÜĞÜ' TUTTURUYORUZ

Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Kliniği Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk, çeşitli yakınmalarla gelen hastanın dikkatli dinlenerek bulguların adet düzeniyle karşılaştırılması sonucunda tanı konulduğunu belirtiyor.

Dr. Öztürk, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bir iki ay süresince hastanın tuttuğu günlükler bize yardımcı oluyor. Her gün hangi bulguları ne şiddette hissettiğini böylece ölçebiliyoruz. Altta yatan bir hastalık olmadığından yapılacak testlerin tanıda fazlaca bir faydası yok, hepsi genelde normal çıkacaktır. Ancak benzer şekilde rahatsızlıklar varsa bu hastalıkların tek tek değerlendirilmesi ve şikayetlerin bu nedenlerden kaynaklanmadığından emin olunması gerekiyor.

ADET ÖNCESİ GERGİNLİK SENDROMUNU AZALTAN UYGULAMALAR

- Tedavide ilk nokta kadının bu konuda bilgilendirilmesidir. Bunun bir hastalık olmadığının anlatılması gerekiyor. Tedavinin kendi yaşam kalitesini ve sağlığını artırmak için verildiğinin ifade edilmesi gerekiyor.

- Sağlıklı bir beslenme önemli. Daha az işlemden geçmiş doğal yiyecekler, sebze, meyve tüketilmesi, pirinç, patates, yulaf türevi yiyecekler, düşük yağ oranlı beyaz etler, baklagiller, doymamış yağ karbonlarını içeren bitkisel yağlar, sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Adet döneminde daha da çok dikkat etmek gerekiyor.

- Çikolatadan, çok şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durulması öneriliyor. Doğal isteğe karşı kan şekerini dengede tutmak lazım. Çikolata yenilince şeker yükseliyor, aniden düşüyor. Vücut ani artış ve azalmaya olumsuz tepki veriyor.

Kadınlar eşlerinden neleri saklar

Kadınlar eşlerinden neleri saklarBir çok kadın eşlerinden neleri saklar işte cevapları

Bayanların bazı alışkanlıkları o derece muamma ki bazen kendilerine bile bunu niçin yaptıklarını açıklayamıyorlar.



Erkeklerin Bayanların anlamamalarına şaşmamalı, evet bazen erkek cinsi de inanılmaz derece düz düşünebiliyor, ama problem konusu da bu kadar çetrefilli olunca gerçekten hallerine biraz acımak lazım. İşte meraklısına Cosmotürk'den kadınlara dair süper tüyolar...

 1. Bayanlar hemen hemen herşeyi, ayakkabı, etek, eczaneden ilaçları bile kendilerini mutlu etmek için alır. Ödeme miktarını da her zaman daha az söylerler. Çoğu zaman eşinizden masrafları saklamanın doğru olmadığı söylenir. Ancak bazen kadınlar eşlerinin söylenmesine katlanamadıkları için, bu tür yalanlar söylemenin yanlış olmadığını düşünür..

2. Bayanlar kocalarına onlarla sık sık seks yapmayı düşündükleri söylemez. Bunun nedeni ise, özellikle çalışan kadınların yorgun oldukları zamanlarda eşlerinin bu konuda ısrar etmelerini önlemek ve dinlenmektir...

3. Bağlılık ve sorumluluk konusunda en az erkekler kadar titizdirler. Bayanlar için eşleri evleninceye kadar beyaz atlı prens olsalar da sonrasında kızdıkları, öfkelendikleri durumlar olabilir. Ancak çoğu zaman bu yönlerini eşlerine yansıtmazlar..

4. Modern ve özgür olsalar bile hala eşlerinin erkek olarak hayatın sorumluluklarını daha çok taşımasını isterler.. Erkekler üzerlerine düşen görevleri yerine getirdiğinde, hassas davrandıklarında, bu Bayanları daha çok kadınsı yapar.. Gün sona erdiğinde eşinin kollarında dinlenen kadın için özgürlüğün bir anlamı yoktur..

5. Eski erkek arkadaşlarının yatakta çokta kötü olmadığını düşünürler. Fakat eşlerine her zaman onun daha iyi ve başarılı olduğunu söylerler. Eşinin de istediği budur zaten..

6. Bayanlar annelerine benzemekten çok korkarlar ancak eşlerinin anneleri hakkında olumsuz birşeyler söylemesine, 'annen gibi davranıyorsun' demesine de asla katlanamazlar.. Bu nedenle eşlerinin yanında annelerinin hatalarını anlatmazlar, görmezden gelirler.

7. Eşlerinin kendilerini biraz da olsa kıskanmasını, üzerine titremesini isterler. Fakat çoğu zaman bunu eşlerine söylemez, onların bunu farkedip göstermesini ister.

8. Seksi ve yakışıklı ünlü yıldızlarla fantazi hayalleri kurarlar. Bu onlarla birlikte olmak istedikleri anlamına gelmez. Eşlerine kesinlikle bunu paylaşmazlar.

9. Bayanlar erkeklerin arkadaşlarıyla paylaştıkları itiraflarından daha fazlasını kız arkadaşlarına anlatırlar. Esas olan paylaşılanların aile arasında kalmasıdır tabi..

10. Eşlerinin yaptığı ıvır zıvır işlerin farkındadırlar fakat bunu çoğu zaman görmezden gelirler. Teşekkür ettiklerinde eşlerinin işleri yapmayacağını veya kendilerini suçlayıcı şekilde söylenmeye başlayacağını düşünürler. En iyi seçenek ise, evde iş bölümü yapmak ve herkesin sorumluluğunu üstlenmesidir..

11. Bayanlar erkeklere tüm kalbiyle aşıktırlar ama bir daha ilk başlardaki gibi kalplerinin cızırdayacağını veya çarpmayacağı hüzünlü gerçeğinin de farkındadırlar. Çoğu kadın aşk'a aşıktır çünkü. Eşlerine ilk günkü gibi aşık olmadıklarını asla söyleyemezler.

26 Mart 2010 Cuma

Slayt Gösterili Harika Yazlık Genç Kız Bluzları








Harika yazlık merserize iplikle işlenmiş fantazi bluz modelleri. Motiflerle işlenmiş bluz modelleri genç kızlar bu modeller sizlere çok yakışıcak. Modelleri sheru.ru stesinden inceleyebilrisiniz..

Örgü yeni elbise modelleri






























Birbirinden şık Örgü Yazlık elbise modelleri

LC Waikiki Cocuk Modelleri LC Vaikiki Cocuk Modası






lc wakıkı mağzalarında farklı uçuk ve değişik modelleri bulabilirsiniz. LCW ürünlerinin fiyatları ise piyasadaki diger ürünlere göre fiyat çok çok ucuz dur. En çok satan çocuk takımları ve en çok satan bebek tşörtlerini bu mağzalarda bulabilirsiniz..

2010 Yeni Sezon Kız Çocuk Kıyafetleri Modelleri




2010-2011 Yeni Sezon Çocuk Kıyafetleri Modelleri umarım aşağıdaki bilgiler çocuk koleksiyonu hazırlayanlara ve pek tabii evlatları için elverdiği sürece modayı takip eden annelere, babalara ipuçları niteliğinde olur.

Yeni Sezon 2010 yazlık Bluz ve Tunik Modelleri


Yeni Sezon 2010 yazlık Bluz ve Tunik Modelleri











Baharlık ve yazlık kazak hırka bluz ve tunik modelleri

2010 Moda Dergilerinden Örgü Tunik modelleri














2010 Yeni örgü bayan tunik modelleri

Gelin saç ve makyaj modelleri






Related Posts with Thumbnails
Dantel Modelleri Örgü Modelleri Hobi Dünyası
En güncel Kadın Giyim Moda sitesi.